Ankara’da 22 Haziran Cuma günü metro inşaatı nedeniyle Eskişehir Yolu’nda göçük yaşanması ve bir kişinin göçüğe düşmesi olayı ile ilgili İnşaat Mühendisleri Ankara Şubesi bir açıklama yayımladı.
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin açıklaması şöyle:
AYAĞIMIZI SAĞLAM TOPRAĞIMIZA BASAMIYORUZ!
22 Haziran 2012 Cuma günü, sabah saatlerinde Ankara Metrosu 2. etabına bağlı Necatibey İstasyonu şantiyesi mevkiinde meydana gelen ve bir yurttaşımızın hayatına mal olan göçük, maalesef “ayağımızı sağlam toprağımıza basamadığımızı” acı bir şekilde göstermiştir.
Geriye doğru baktığımızda 27 Eylül 2002 tarihinde çalışmalarına başlanan Kızılay-Çayyolu (M2) metro hattı, 2004 yılında Büyükşehir Belediyesi’nin ödeneği kesmesi sonucunda durma noktasına gelmiş ve 2005 yılında çalışmalar tümüyle durmuştur. Yapı bu tarihten, Aralık 2011 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devredilinceye kadar hiçbir bakım, kontrol görmemiş ve bir anlamda Büyükşehir Belediyesince kaderine terk edilmiştir.
Sonrasında Eskişehir Yolu trafiğe kapatılmadan ve gerekli yer üstü şantiye güvenlik tedbirleri alınmadan yeni çalışmalara başlanmış ve bu süreçte yeni çalışmalara bağlı olarak meydana gelmiştir.
Şimdi soruyoruz:
1. Eski inşaat çalışmalarından ikmal yeni çalışmalar geçişinde, “uzun atıl bırakılma sürecinden kaynaklı artmış risk” değerlendirme çalışması yapılmış mıdır? Çalışmaların hızla başlatılmış olması mühendislik kararı mıdır yoksa siyasi ve ekonomik baskının bir sonucu mudur?
2. Neden henüz müşavir (kontrol) firma faaliyete geçememişken yeni inşaat çalışmalarına başlanılmıştır?
3. Türkiye’nin böylesine büyük bir ihalesinde müteahhit firmanın seçiminde hangi kriterler uygulanmış, ihaleyi alan firmanın hangi benzer metro çalışmaları referans alınmıştır?
4. İlk önce 10 Haziran 2012 olarak tayin edilen ve 25 Haziran 2012 gününe ertelenen yer üstü kapatma ve güvenlik düzenlemeleri gerçekleştirilmeden neden çalışmalara başlanılmıştır?
5. Ölen yurttaşımızın 24 metre dikey düşmenin sonrasında 1 km balçık içerisinde sürüklenmiş olduğu belirlenmiştir. Metro Tünel yapısı şu an bir nehir yatağı vazifesi mi görmektedir?
6. Göçük sonrası kentin büyük kesiminde yaşanan su kesintisi, inşaat başlamasına rağmen gerekli su borusu vb. altyapılarda yer değiştirme (deplase) çalışmalarının yapılmadığı anlamına mı gelmektedir?
Bu ve benzeri sorular kamuoyu vicdanında ivedilikle cevaplandırılmayı beklemektedir. Kamu Kurumu niteliğinde bağımsız ve tarafsız bir meslek örgütü İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak konunun gerek teknik, gerekse siyasi boyutlarında takipçisi olacağımızı ifade etmek isteriz. Dolayısıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na yaptığımız yazılı izin başvurumuzun neticesi ne olursa olsun, 25 Haziran 2012 Pazartesi günü saat 15:00’da odamıza bağlı alan uzmanı mühendisler ile birlikte kaza mahallinde teknik bir inceleme yapmak üzere hazır bulunacağımızı bildirmek isteriz. Siz değerli basın emekçilerini de aramızda görmekten memnuniyet duyarız.
Son olarak; yaşanan acı olay göstermiştir ki ihmal, tümüyle metroya ayırması gereken bütçeyi nereye harcadığını bilmediğimiz ve gerekli bakım-kontrolü ihmal eden Büyükşehir Belediyesi’ne de aitken sorumluluk ise tamamıyla mevcut yetki sahibi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na kalmıştır. Dolayısıyla bu açıklamayla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığını, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i istifaya davet etmeye çağırıyoruz.