Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Hopa’da yağmur nasıl felakete dönüştü? – Politeknik


Doğu Karadeniz’deki yoğun yağış sonrasında Hopa’da sel ve heyelan oldu. Hopa Çayı üzerine kurulu yerleşim bölgeleri tamamen sular altında kaldı. Artvin Valiliği’nin ilk açıklamasına göre yedi kişi hayatını kaybetti, iki kişi ise kayıp.

Doğu Karadeniz’de 23 Ağustos’tan itibaren devam eden yağış sonrasında Hopa’da sokaklar ve caddeler göle döndü. Arhavi-Hopa-Fındıklı arasında Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapandı. Ayrıca Hopa-Borçka-Artvin karayolunda da sel suları nedeniyle ulaşımın sağlanamadığı bildirildi. Yağış sonrası meydana gelen sel, bir kez daha kentlerde plansız yapılaşmanın halkın yaşam güvenliğini nasıl tehlikeye attığını gösterdi.

Hopa’da yağmur nasıl felakete dönüştü?
-Hopa’da yağışlar sonrasında sel altında kalan bölge Hopa Çayı taşkın alanı içinde bulunuyor.

-Hopa Çayı geniş ve eğimi yüksek bir havzaya sahip. Bu sebeple Hopa Çayı’ndaki yoğun yağışlar dere yatağı üzerine kurulu yerleşim bölgeleri için her zaman tehlikedir.

-Hopa Çayı’nın özelliklerine rağmen Hopa’daki yerleşim alanı ile deniz arasında kot farkı olmadığı için Hopa Çayı denize doğrudan mansaplanıyor, yani denizle doğrudan buluşuyor.

-Hopa’da yoğun yağışlar sonrası geniş ve eğimi yüksek Hopa Çayı hızla yerleşim alanına taşıyor, bu taşkın yerleşim alanı ve deniz arasında kot farkı olmaması nedeniyle denizle doğrudan buluşuyor, doğrudan buluşma noktasında su şişmeleri oluyor, su şişmeleri geriye doğru giderek yerleşim alanında sel baskınlarına, su taşkınlarına neden oluyor.

DSİ’nin sorumlulukları
-Devlet Su İşleri (DSİ) dere etrafında bulunan yerleşim alanları için taşkın haritası çıkarmalı, yerleşim bölgeleri bu taşkın haritasına göre planlanmalıdır.

-DSİ dere yatakları civarında düşünülen yerleşim alanları için, 500 yılda bir olma olasılığı olan su taşkınları hassaslığında taşkın risk haritası belirlemek zorundadır. Yani yağış rejiminin 500 yıllık olasılıklarını göz önünde bulundurmalıdır.

-DSİ taşkın alanında bulunan bölgelerin imara açılmasını onaylamamalıdır.

Hopa’da yaşanan sel, DSİ’nin bu haritayı çıkarmadığını, çıkardıysa da taşkın riski taşıyan alanların imara açılmasına göz yumduğunu ortaya koyuyor.

Karadeniz Sahil Yolu’nun felakete etkileri
-Karadeniz Sahil Yolu, birçok yerleşim bölgesinde derelerin denizle mansaplandığı noktalardan menfezler ya da köprülerle geçiyor.

-Sahil yolundaki bu menfez ya da köprüler yağış sonrası dere taşkınlarına set ya da baraj gibi davranıyor. Bu durum taşkın seviyesini ve alanını genişletiyor.

Karadeniz Sahil Yolu su taşkınlarını tetikleyebiliyor.

Kent politikaları kentlerde yaşam güvenliğini yok ediyor
Kentler, yerleşim alanları; yaşamlarımızı güvenli bir biçimde sürdürecek şekilde planlanmalıdır. Deprem, sel, heyelan gibi acil durumlar dikkate alınmadan kentler planlanamaz.

Hopa’da yağmurun sel felaketine dönüşmesi, bu felaketin ölümlerle sonuçlanması dere yataklarının imara açılmaması gerektiğini bir kez daha büyük bir acıyla göstermiştir. Hopa’da arama kurtarma çalışmalarının da gerçekleşememesi olası acil durumlara karşı hazırsızlığı da gözler önüne sermektedir.

Hopa’daki sel felaketinden kentlerde güvenli bir yaşamı tesis edemeyen yerel ve merkezi yönetimler sorumludur. DSİ ve Orman Su İşleri Bakanlığı başta olmak üzere, 13 yıllık iktidarını bugün gayri meşru bir biçimde sürdüren AKP Hopa’daki sel felaketinin sorumlusudur.

Politeknik


Exit mobile version