Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

EMO: “Enerji Yoksulluğu Ekonomimizden Hızlı Büyüyor, Canlar Karanlıkta Ölüyor”


Başbakanın Keşan gezisinden 2 gün sonra Keşan’da tek katlı bir gecekondu evde 41 yaşındaki Seçkin Ayral yanarak öldü. Yangın devrilen mumdan çıkmıştı. Mum elektrikler kesik olduğu için yanıyordu. Elektik kesikti çünkü Seçkin Ayral faturalarını ödeyememişti.

Seçkin Ayral’ın yanarak ölmesinden 25 gün önce AKP Hükümetinin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanının Mecliste 2014 bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada ‘enerji yoksulu’ , ‘ödenemeyen elektrik faturası’, “mum ışığı”, “elektrik zammı”, “dağıtım özelleştirmeleri”, “insan yaşamın değeri” ibareleri bir kere bile geçmiyordu. Ama konuşma şöyle başlıyordu:

“Ülkemizin son 10 yılda yaşadığı yüksek ekonomik gelişme ve artan refah seviyesinin sonucu olarak enerji sektörünün her alanında hızlı bir talep artışı olmaktadır.”

Her türlü resmi metin ve konuşmada yer alan “Yüksek ekonomik gelişme ve artan refah seviyesi” kalıbı ile ne kastedildiğini tam olarak bilmiyoruz ama biz AKP Hükümetinin yürürlüğe sokmadığı haberler içinde çok daha farklı fotoğraflarla yüzyüze kalıyoruz.

Çok değil, daha 19 Eylül 2013 tarihli bir habere göre, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) (Elektrik dağıtım ve perakende lisansı sahibi kurumlar ve yöneticilerinin kurduğu bir dernek) Yönetim Kurulu üyelerinin verdiği bilgilere göre:

* Her ay abonelerin yüzde 50’sine yani 15 milyon kişiye ihbarname gidiyor. Abonelerin yüzde 35’i ihbarnameden sonra faturasını ödüyor. Yüzde 10-15’i de elektrikleri kesildikten sonra faturasını ödüyor. Yıl sonuna gelindiğinde ise binde yarım oranında abone faturasını hiç ödemiyor. Bazı bölgelerde bu oran yüzde 2’ye kadar çıkabiliyor.

Yüksek ekonomik gelişme ve artan refah seviyesiyle her fırsatta övünen AKP Hükümetİ, gittikçe yaygınlaşan enerji yoksulluğunu, son 5 yılda yüzde 100’ü aşan elektrik zammını, elektrik dağıtım şirketlerinin çeşitli yollarla faturalara yansıttığı ücretleri, mum ışığında yaşayan ya da elektriği olmadığı için çıkan yangınlarda ölen canları görmezden geliyor. Çünkü hükümetin ekonomik gelişme ve artan refah seviyesi kategorileri içinde, tüketiciler bulunmuyor, halkın talep ve ihtiyaçları yer almıyor. İnsan canı bir maliyet kalemi olarak görülmüyor. 2013 yılı Ocak ayından bu yana iş cinayetlerinde ölen insan sayısı en az 1122 kişi. Özelleştirmelerin, taşeronlaştırmanın, güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşullarının kısa bir özeti sanki.

Bu amansız ve trajik ölümler, giderek artan yoksullaşma ve yoksunluklar, artık herkes tarafından kanıksanması beklenen eşitsizlik ve adaletsizliklerin tek bir kaynağı var: Halkı ve insanı odağına koymayan kar ve zenginlik merkezli neo liberal ekonomik sistem… Bilimi ve aklı, çıkar ve hırsa kurban eden vahşi kapitalizm… Günübirlik hesaplara kurban edilen geleceksizlik ve umutsuz bir sistem kurgusu…

Oysa herkes bilir ki, enerji en temel insanlık haklarından biridir. Çünkü yaşamsal ve vazgeçilemez bir yere sahiptir. Halkın onayı ve vergileriyle varlığını sürdüren devletin bu kamusal hizmeti sürekli, temiz ve güvenli olarak herkese sunmak temel görevlerinden biridir. Bütün kamusal hizmetleri özelleştiren, kamusal kaynakları sermaye aktaran, vatandaşları sermaye şirketlerinin insafına terkeden bir devletin sosyal ve kamusal yanından söz etmek mümkün değildir. Bilindiği gibi ilk faturanın ödenmemesi durumunda elektrik kesilmesi, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sonrasında uygulanmaya konulmuş bir cezalandırmadır. Bu ceza, hiçbir ayrım gözetmeden öğrencisi, yaşlısı ve hastası ile bütün hane halkına uygulanmakta ve insani hakların bütün değerleri ayaklar altına alınmaktadır. Bu nedenle insanlarımızın ölmesine, sağlığını kaybetmesine yol açabilen bu uygulama insanlık suçudur.

Biz mühendisler, biz bilimin ve aklın çıktılarını insan hizmetine sunmak için eğitilmiş teknik insanlar bir kez daha diyoruz ki; bu yol çıkmaz yoldur. Yaşlı kıtamızın sınırlı kaynakları ve insan gücü her şeyden daha değerli bir emanettir ve bize düşen bu emaneti gelecek kuşaklara daha da iyileştirerek aktarmaktır. Bunu başarmak için çalışacağız. İnsanlar karanlıkta kalmasın, yangınlarda yanmasın, soğuklarda üşümesin, aç yatmasın, kederle uyanmasın, özgür olsun, mutlu olsun, aklı ve vicdanı rahat olsun diye durmadan çalışacağız. İnsanlarımızın canına kastedenlerden hesap sormaya devam edeceğiz. Bu gizli cinayetleri takip etmeye ve suçluları teşhir etmeye devam edeceğiz. Sorumluları uyarmaya ve göreve davet etmeye devam edeceğiz.

Kaybettiğimiz Seçkin Ayral için toprağı bol olsun dileklerimizi belirtirken, yakınlarına ve arkadaşlarına, sabır diliyor bütün halkımızı bu cinayetlere, bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmamaya davet ediyoruz .
Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi


Exit mobile version