DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2014 Aralık İşgücü Anketi’ni değerlendirdi. İşsizliğin aralık dönemlerinde zirve yaptığını ve yeni bir rekor kırdığını söyleyen DİSK-AR, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 18 olduğuna dikkat çekti, yeni işsizlerin yüzde 45’inin geçici çalıştığını, işsiz gençlerde geniş tanımlı işsizliğin yüzde 30’a ulaştığını söyledi.
DİSK- AR Raporu:
Türkiye ekonomisinde büyüme oranlarında yaşanan düşüş işsizlik verileri kriz dönemi verilerinin üzerinde tutmaya devem ediyor. Resmi işsizlik oranı yüzde 10,9 ile geçtiğimiz yıla göre % 1,3 puan artış kaydetti. Tarım dışı işsizlik oranı ise % 12,9 oldu. Resmi işsiz sayısı yeni seriye göre geçen yılın aynı dönemine göre 563 bin kişilik artış gösterdi ve 3 milyon 145 bine ulaştı. Bu veri krizin en ağır şekilde yaşandığı 2009 yılının aynı dönemi için 3 milyon 15 bindi. İşsiz sayısı bu verilere göre kriz dönemindeki sayıyı aşarak bu dönem için de rekor kırdı. İş talep edenlerin sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 1 milyon 807 bin kişi artarken işsiz sayısındaki artış işgücü artışının yüzde 29,8’i oldu.
Aralık 2014 döneminde resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar da (umutsuzlar ve diğer) dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 17,8, işsiz sayısı da 5 milyon 563 bin kişi olarak gerçekleşti. İşinden memnun olmayan ya da daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar (eksik ve yetersiz istihdam edilenler) ilave edildiğinde işsizler, gizli işsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon 665 bin kişiye ulaştı. Bunların geniş işgücü içindeki payı ise % 21,4 oldu.
Kadınlar için ise işsiz sayısı bir önceki aya göre azalsa da işsizlik daha ağır bir biçimde yaşanmaya devam etti. Kadınlarda tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,7 olarak gerçekleşti. Kadınlar için resmi işsizlik oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,1 puan artarak % 12,6’ya yükseldi. Kadınlar geniş tanımlı işsizlik oranı ise % 25 olarak oldu.
Geçici bir işte çalışıp iş bittiği için işsiz kalanlar toplam işsizler arasında en ağırlıklı kesimi oluşturdu. Toplam işsizlerin yüzde 36’sı yani 1 milyon 131 bini geçici işlerde çalışanlar. Yeni işsizlerde (1-2 aydır iş arayanlar) ise geçici bir işte çalışıp, iş bittiği için işsiz kalanların oranı yüzde 45’e ulaştı. Geçici çalışma meyvesini işsizlik olarak verdi. Aralık döneminde 286 bin kişi ise işten çıkartıldığı için işsiz kalanlar kategorisinde yer aldı. Bunların 183 bini yeni işsizler arasında. İşten kendi isteği ile ayrılmak durumunda kalan yeni işsiz sayısı ise 233 bin.
Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı yeni seriye göre Şubat 2014 döneminin 199 bin kişi üzerinde. Yükseköğretim mezunu resmi işsiz sayısı 687 bin kişi. Resmi işsizlik oranı yüzde 11,3. Yükseköğretim mezunu kadınlar için ise bu oran yüzde 16 seviyesinde. Geniş tanımlı işsizlik ise söz konusu grup için yüzde 20.
Gençler için (15-24 yaş) geniş tanımlı işsizlik oranı ise resmi % 20 rakamının 10 puan üzerinde yüzde 30 seviyesinde gerçekleşti. Gençler için özellikle tarım dışı işsizlik oranı yüzde 22,5 ile ciddi boyutlara ulaştı. Şubat ayından bu yana tarımdışı sektörlerde genç işsizlik oranı 3,1 puan artış kaydetti.
Türkiye İstatistik Kurumu Şubat 2014 dönemiyle birlikte yeni bir hesaplama yöntemi ve seri kullanmaya başladı. Uluslararası norm ve standartlar dikkate alınarak veri derleme araçları zenginleştirildi. Ancak aynı zamanda resmi olarak işsiz sayılanların kapsamı da daraltıldı. Önceki uygulamada, referans dönemi içinde “son üç ay” içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişiler “işsiz” olarak değerlendiriliyordu. Yeni uygulamada ise yalnızca “son dört hafta” içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanan ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişiler “işsiz” olarak ele alınıyor. Yani 1,5-2 ay önce iş başvurusu yapmış olan ve işe başlamaya hazır bir kişi işsiz kategorisi dışına çıkartıldı. Bu kişiler “işgücüne dahil olmayanlar” başlığında, “İş aramayıp, çalışmaya hazır olanlar” kategorisinde “diğer” sınıflandırmasında değerlendirildi. Özellikle iş bulma konusunda sıkıntı çeken kadınların yöntem değişikliği nedeni ile işsizlik kapsamı dışına atıldığı söylenebilir. 2005 serisine göre 2013 yılı aralık döneminde işsizlik oranı yüzde 10 iken 2014 serisi için aynı dönemde işsizlik oranı yüzde 9,6 olarak açıklandı. Yöntem değişikliği ile işsizlik oranı 0,4 puan geriledi. İşsiz sayısı ise yeni seride eski seriye göre 165 bin kişi azaldı. TÜİK eski seriye göre güncel verileri paylaşmıyor.
TÜİK yeni serisinde daha önceki seride olan ve anket soru formunda yer alan işin sürekliliği ile ilgili verileri veritabanında açıklamaktan vazgeçmiştir. Geçici çalışanların sayısındaki gelişim istihdamın niteliği açısından son derece önemli bir değişkendir. Bu verinin web sitesinde ve veritabanında artık paylaşılmaması, daha önce kolayca ulaşılan bir bilgiye ulaşmak için bürokratik süreçlere başvurulması zorunluluğu getirilmesi büyük bir eksikliktir.
Sonuç
TÜİK İşgücü Anketi Aralık 2014 dönemi verilerine göre işsizlik hem görünen hem görünmeyen boyutlarıyla tehlike sinyalleri vermeye devam ediyor. Bu tehlike gençler, kadınlar, geçici çalışanlar açısından ciddi boyutlardadır. Gelecek dönem açısından kriz koşulları derinleştiği taktirde güvencesiz-geçici çalışanların, eğitimli işgücünün ve kadınların istihdamda yaşadığı problemlerin artacağı beklenebilir.
Türkiye haftalık çalışma sürelerinin emsallerine göre çok daha yüksek olduğu bir ülkedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki fark 12 saati bulmaktadır. Buna göre Türkiye’de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yapmaktadır. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karşın hükümet ve sermaye çevreleri işsizlik verilerindeki artışı, istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak durdurmanın reçetelerini topluma sunmaktadır. Hükümet işveren çevrelerinin taleplerini Ulusal İstihdam Strateji Belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge hükümetin uygulama açısından gündemindedir.
İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu stratejinin sonuçları Soma’da, Mecidiyeköy’de, Ermenek’te ve Türkiye’nin dört bir yanında acı bir biçimde görülmektedir. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi, işletmelerin karını insanların yaşamının önüne alma stratejisidir. İşsizlikle gerçek mücadele için;
- Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
- Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
- Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
- Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.
- Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
- Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.