Derelerin Kardeşliği Platformu “Emeğimize, doğamıza, suyumuza, kültürümüze, çocuklarımıza ve Karadeniz’e sahip çıkmak için” 10 Haziran 2011 Cuma günü saat 19.00’da Galatasaray’da buluşuyor.

 

Galatasaray’dan Taksim’e yapılacak yürüyüşün ardından basın açıklaması gerçekleştirilecek.  

Basın açıklaması çağrısının tam metni şu şekilde:

On yıllardır tarımı yıkarak, küçük köylülüğü tasfiye ederek, doğayı tahrip ederek, sosyal ve kültürel yozlaşmayı yaygınlaştırarak ve bölge halkını rant uğruna kansere mahkum ederek Karadeniz halkını yoksulluk ve ölümün kucağına atanlar, bölge halkının Hopa’da açığa çıkan kitlesel tepkisini “eşkıyalık” diyerek boğmaya çalışıyorlar. Hopa’ya yönelik saldırıları tırmandırarak, Karadeniz halkının HES karşıtı mücadeleyle birlikte yükselen sesini susturmak istiyorlar.

AKP tarafından yoğunlukla Karadeniz bölgesi olmak üzere ülkemizin neredeyse bütün su havzalarını hidro-elektrik santrallerle tutsak alma projeleri uzun zamandır yöre halklarının tepkileri ve direnişleriyle karşılanmaktadır. Bölgede sürdürülen tarımsal yıkım politikalarına karşı biriken tepkilerin derelerin kardeşliğinde birleşmesi AKP’nin talan ve yıkım politikalarına karşı ciddi bir tehdit oluşturur noktaya gelmiştir.

Hopa’da polis ablukasının sürdüğü sıralarda AKP ‘nin Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker Çaykur Genel Müdürlüğü’nde 2011 yaş çay alım fiyatını 1lira10 kuruş olarak açıklarken salona topladığı yandaşlarının bile uğultusuyla karşılaşmıştır. Bu haliyle son 3 yılda resmi rakamlara göre 25 kuruş gibi komik bir fiyat artışı yapılırken, kota uygulamaları nedeniyle özel sektöre mahkum edilen çay üreticileri, fiyatların çok daha aşağıya düşmesi ve alacakların uzun vadelere yayılmasından dolayı sistemli bir şekilde  katmerleşerek sömürülmeye devam etmektedir. Yağmur, çamur, sıcak, gece, gündüz demeden yaşanan bu süreç zaten uzun zamandır çay üreticisi karadeniz halkını canından bezdirmeye devam etmektedir.

Bizler Karadenizliler olarak yıllardır bu sorunları kamuoyuna anlatmak için inatla her düzlemde açıklamalar yapıp çözüm istedik. Hopa’da AKP’ye derelerimiz üzerinde HES istemediğimizi demokratik bir şekilde dile getirmeye çalıştık. Ancak AKP polisinin “Su hayattır, satılamaz” diyen Hopa halkına pervasızca saldırması sonucunda emekli öğretmenimiz Metin LOKUMCU kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Hopa’da olağanüstü hal ortamı devam ediyor. 31 arkadaşımız AKP’nin “ileri demokrasi” standartlarıyla gözaltına alındı; 12 arkadaşımız tutuklandı; ilçe hala polis ablukası altında.

 Karadenizliler olarak Hopa’nın sesinin baskı ve şiddetle boğulmasına seyirci kalmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Hopa’nın çığlığını ölüm, tutuklama ve polis ablukasıyla boğmaya çalışanlara karşı, tüm dostlarımızı ve kalbi Hopa’da atanları bir araya gelmeye davet ediyoruz.