ÇMO İstanbul Şubesi: “Güvencesizliğe, İşsizliğe Karşı Emeğimiz, Onurumuz İçin 1 Mayıs’ta Alanlara!”

1 Mayıs, ne 1925’lerde olduğu gibi “ Bahar ve Çiçek Bayramı”, ne 2009 yılında mevcut hükümetin işçi sınıfına “armağan” ettiği tatil günü, ne de bu yıl kutlamaların Taksim’de yapılabileceğinin ifade edildiği “izinli miting” günüdür.

1 Mayıs,  1886 yılından bu yana işçi sınıfının mücadele ekseninin belirlendiği, taleplerini dile getirdiği hak alma günü olarak benimsenmiştir. İlk olarak 21 Mayıs 1856 ‘da Avustralyalı işçi örgütlerinin 8 saatlik iş günü hakkını kazanmak için başlatılan mücadele süreci, zamanla bu talebin yaygınlaştırılması yla ivme kazanmıştır. 1 Mayıs 1886 yılında ABD’de 350 bin işçiyi kapsayan ülke çapındaki grevde Albert Persons, Adolph Fischer, George Engel ve August Spies adlı dört işçi önderinin idamıyla işçi sınıfı için yeni bir başlangıç doğmuş ve bu gün için 1977 1 Mayıs’ı da dahil nice canlar verilmiştir.

Bir taraf 1 Mayıs’ın anlam ve öneminin altını boşaltmaya çalışarak işçi mücadelesini değersizleştirmekte, diğer taraf mücadele alanını genişleterek vahşi kapitalizmin pençesinde kendisine yaşam alanı oluşturmaya çalışmaktadır. Bu iki anlayıştan ilkinde; kriz bizi teğet geçerken, diğeri işten atılmamak için yarı maaşla çalışmaya razı olan işçileri, hatta dershane parasını ödeyemediği için annesi tutuklanan ve sonrasında intihar eden çocukları barındırır içerisinde. İlkinde şirketlerin savunucusu, taşeronlaştırmanı n başrol oyuncusu olunurken, diğerinde güvencesiz ve ağır çalışma koşullarında iş kazası nedeniyle yaşamlarını kaybeden işçilerin acısını taşımak düşer payınıza. İlkinde kentsel dönüşüm nidalarıyla şehir güzelleştirilirken, diğerinde emekçi mahallelerindeki insanlar şehir merkezlerinden uzaklaştırılır, barınma hakları ellerinden alınır.

İlkinde sendikalı işçilerini işten atan zihniyet, diğerinde tüm zorluklarıyla grevi göğüsleyen mücadele ruhu gösterir kendini. İlkinde kendi emekçilerine biber gazı sıktırtan anlayış, diğerinde Tekel direnişine, itfaiye işçileri direnişine, Marmaray işçileri direnişine, İSKİ işçileri direnişine ve daha nicelerine bırakır yerini.

 “İnsanca yaşam! Güvenceli iş, güvenceli gelecek” şiarıyla yola çıkan işçi sınıfı mücadelesindeki son dönemde yaşanan dinamizmde, sistemin kendi çıkmazının ürünü olan krizlerin de etkisi yadsınamaz boyuttadır. Giderek ağır çalışma koşullarında, güvencesiz biçimlerde çalıştırılan işçi kitlesine, bugüne kadar orta sınıf olarak görülen mühendisler de katılmaktadırlar.

Üniversitelerden mezun olan binlerce yeni mühendis, mimar adayları ya diplomalı işsiz olarak yaşamını sürdürmeye, ya da ücretli kölelik koşullarını kabul ederek kendi haklarından feragat etmeye zorlanmaktadı r. Mevcut çalışanlara ise, kriz bahanesi ile işten çıkarılma korkusu dayatılarak aynı maaşa daha fazla iş yaptırmak bir nevi kanun haline gelmiştir. Bir de bunlara keyfi işten çıkarmalar da eklenmiştir ki, artık bu durum gelinen son noktadır.

Tüm bu insanlık dışı uygulamaların karşısında, emeğin örgütlü gücü kendini bir kez daha göstermiştir ki; mücadele etmek insanların onurlu bir yaşam sürebilmesinin ön koşuludur.

Biz Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak tüm meslektaşlarımı zı, 1 Mayıs tarihinin anlamını omuzlayan Taksim Meydanı’nda bir kez daha emeğin örgütlü gücünü haykırmaya çağırıyoruz.

1 Mayıs’ta 1 Mayıs Alanındayız!

Toplanma yeri: Şişli Meydanı – Saat: 08.30
Miting Yeri: Taksim

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu