Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası’nın Maltepe Havagazı Fabrikasın’daki 350 ton asbestli malzeme bulunan elektrik santralinin yıkımına ilişkin açtıkları davada tamamlanan bilirkişi raporuna göre; halkın sağlığının tehdit edilerek yıkımın gerçekleştirildiği ve alandaki asbest varlığı doğrulandı
Maltepe Havagazı Fabrikası’ndaki 350 ton asbestli malzeme bulunan elektrik santralinin yıkımına ilişkin Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası’nın açtığı davada bilirkişiler raporu tamamlandı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası bilirkişi raporu hakkında basın toplantısı düzenledi. Bilirkişiler tarafından hazırlanan rapora göre Ankara halkının önlem alınmadan yıkılan fabrikadan dolayı asbestli hava soluduğu netleşti.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:
Maltepe Havagazı Fabrikası yerleşkesinde bulunan 350 ton asbestli malzeme içeren elektrik santralinin yıkımı süreci ve bu süreçte de halk sağlığını tehdit eden asbestin tespit edilmesine ilişkin kamuoyuna bilgi vermiştik ve Ankara’nın asbest soluduğunu ifade etmiştik. Bilirkişi raporu da ‘Asbest yönetmeliğinin gerektirdiği önlemler alınmadan mevzuata aykırı bir yıkım süreci yaşanmıştır’ dedi. Bu süreçte gerçekten halkın sağlığını tehdit eden bir duruma dikkat çekiliyor. Bu tür asbestli yapılarda karantinaya alınması, asbest sökümü yapılmadan önce dış duvarların kesinlikle yıkılmaması gerekiyor. 25 Şubat’ta gerçekleşen yıkım sırasında çektiğimiz fotoğraflarda bu tür önlem alınmadığını gördük. Bilirkişi raporu bunların hepsini doğruluyor. Bilirkişi incelemesine hem meslek odasından hem de Ankara Tabip Odası’ndan heyetler katıldı. Asbestli olduğu belirtilen boruların söküldüğü, asbestlerin yerde olduğu bilirkişi raporuna da yansıdı. Heyetlerimiz de bunu yerinde tespit etti.
Candan, “Öte yandan bilirkişi heyeti gündeme getirdiğimiz şeyleri önemli bulunmuş, yer alacak kurullarda TMMOB ve TTB temsilcililerinin de olmasını önermiştir ” dedi.
“Suç duyurularımız devam ediyor”
Ankara halkının 15 Şubata iki meslek örgütü tarafından uyarılmış olmasına rağmen bütün kamu kurumlarının gözü önünde Büyükşehir Belediyesi’nin Ankaralıları asbeste maruz bıraktığını vurgulayan Candan, “Bizim Büyükşehir Belediyesi ile ilgili suç duyurularımızı devam ediyor. Bilirkişi raporunu da suç duyurusuna ekleyeceğiz. Onun ötesinde trajikomik bir şekilde Büyükşehir Belediyesi da asılsız bilgilerle halkı galeyana getiriyorsunuz suçlamasıyla Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulları hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Biz de önümüzdeki günlerde elimizdeki belgelerle ifade vermeye gideceğiz” diye konuştu.
“Rüzgarlı havalarda asbest çevreye yayılıyor”
Candan, sözlerine şöyle devam etti:
Bu alan Koruma Kurulu tarafından daha önce tescilliydi. 2006 yılında da Havagazı Fabrikası’nın tescili kaldırılmış ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından dava açılmıştı. Tam bu yıkım sürecinde bize Mart ayında 11 yıl süren davanın sonucu geldi. Karar 10 Şubat itibariyle çıkmış ve yargı kararıyla Havagazı yerleşkesi tekrar tescilli kültür varlığı oldu. Büyükşehir Belediyesi mahkemeden bilgiyi alıp 10 Şubat’ta burası artık kültür varlığı haline geldi. Büyükşehir belediyesi tescil edilmesi ile alana dokunmayacağını bilerek o alana ilişkin de çok yüksek yoğunluklu bir yapılaşma öngördüğü için alelacele halkın sağlını tehdit ederek yıkım işine girmiş gibi görünüyor. Maltepe Havagazı Fabrikası yerleşkesi tescilli ve elektrik santrali karantinaya alınmadığı için risk yaratıyor. Acilen bina karantinaya alınmalı. Rüzgarlı havalarda çevreye asbest yayılıyor. Öncelikli olarak binanın karantinaya alınmasını ve halkın ölçümlerle birlikte düzenli olarak bilgilendirilmesini istiyoruz.
“Aydınlanma müzesine ihtiyaç var”
“Bu alan Cumhuriyet döneminin sanayi arkeolojisini temsil eden bir mekan olmakla birlikte Şubat ayı itibariyle başka bir alan haline geldi” diyen Candan, “Asbeste karşı bir duyarlılık yaratan bir aydınlanma mekanı haline de geldi. Bir tarihsel bellek ve bir bilinç ve aydınlanma belleği olma durumu var. Yüksek yoğunluk yapılaşma ile bu alanın yok edilmesini istemiyoruz. Tescillenmiş bir alanda binalar yıkılmış bile olsa aslına uygun şekilde yeniden yapılması mevzuatta var. Ankara’nın bilim, teknoloji bilinçlenme ve aydınlanma müzesine ihtiyacı var” önerisinde de bulundu.
“Yıkım önlem alınmadan başlatıldı”
Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ise şunları ifade etti:
Bizim uyarılarımıza rağmen 25 Şubat’ta hiçbir önlem almadan söküm başladı. Asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemlerine ilişkin bir yönetmelik var. Mevzuatta hiçbir açık yok o yönetmeliklere uygun davranılmış olsalardı halk sağlığı açısından herhangi bir alarm verme ve halkı uyarmak durumunda kalmayacaktık. Bizim uyarılarımız ardından değişik, koruyuculuğu olmayan brandalar çekildi. Normalde asbestli işletmeler özel bir koruma kalkanı içine alınır. Dışarıya asbestin çıkmaması ve çevre halkını korumak için asbestli yapılar kalın bir brandadır ve polimer köpük kullanılır içinde de 26 bar basınçla iç emiş yapılır. İşçilerin üzerinde koruyucu kılık kıyafetleri yok demiştik bizim bu uyarılarımız ardından bir takım önlemler alındı. Önlemlerin alınması sevindirici ancak bu önlemler çevre halkı ve işçilerin sağlığı tehlikeye atılmadan mevzuata uygun bir biçimde en başta alınmalıydı. İşçiler için sonradan 3 tane duşa kabin konuldu. Ancak bizim gözlemlerimize göre bu duşa kabinlerin kullanılabilirliği yok. Orada asbest var her alan asbestle bulaşık. Bu nedenle asbestli alanda söküm yapmadık açıklaması doğru değil. Öte yandan asbestli atıkları taşıma ile ilgili de bir kurallar var. Bu önlemler de alınmadı. Eğer bir nükleer sızıntı ve bir kimyasal kirlenme olsaydı etkileri çok çabuk görüleceği için cesaret edemezlerdi. Asbest sinsi, 10, 15 yıl içinde mezotelyema akciğer kanserine neden oluyor. Kanuni zaman aşımı için de kendiler için rahatlatıcı. O yüzden böyle bir riski aldılar ve yanlış yaptılar. Kamunun bu konuyla ilgili uzman kuruluşları var. TÜBİTAK’ta çalışan uzmanlar Mersin Ataş Rafinerisinin sökümünde çalıştılar ve hiçbir sorun yaşanmadı yönetmeliğine uygun işlemler ve ölçümler yapıldı. Burada hiçbir önlem alınmadan 13 bin lira gibi bir rakamla İZAYDAŞ’a bu malzemelerin götürülme parası bile değildir. Sağlıkla ilgili uyarılarımıza devam edeceğiz. Biz halkı düşünmek zorundayız. Burada önemli bir tehdit vardı ve bunu kamuoyuna açıkladık bilirkişilerin raporu da bizim açıklamalarımızı doğruluyor.
Candan ve Bulut, yıkım kararından önce asbestli fabrikanın tehdit oluşturduğuna dair belediyeye uyarıda bulunduklarını ancak bu uyarıya rağmen fabrikanın yıkımının önlem alınmadan gerçekleştiğini söyleyerek açıklamalarına şöyle devam etti:
15 Şubat 2017 tarihinde Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası olarak yine sizin karşınıza geçip 350 ton asbestli malzeme içeren Maltepe Havagazı Fabrikası’nın çok önemli bir tehdit olduğunu ifade etmiştik. Bu açıklamadan 10 gün sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi hiçbir koruyucu önlem almadan, asbest yönetmeliğine aykırı bir şekilde, karantinaya işlemi yapılmadan 25 Şubat’ta elektrik santralinin yıkımına başladı. Biz yüzey ölçümleri aldırdık ve oralarda belli noktalarda asbestin dağıldığın tespit ettirdik. Kurumlara ve her yere başvuruda bulunduk. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduk ve hatta 1 Mart itibariyle binanın yıkımına ilişkin İdari Mahkeme’de dava açtık ve yürütmeyi durdurma aldık. Bu süreç içinde Büyükşehir Belediyesi özellikle kamuoyunda çıkıp, yanıltıcı açıklamalar yaptı. Oysa 25 Şubat’ta yıkımına başlanan Maltepe Havagazı Fabrikası’nın iki gün içinde hiçbir önlem alınmadan büyük bir bölümü yıkıldı. 27 Şubat’tan itibaren de oraya bir iş güvenliği uzmanı Rahmi Baysal atandı. Uyarılarımız nezdinde bazı adımlar atılmaya başlandı. Hiçbirisi de hem kurumlar hem devlet yetkilileri ve uzmanlar o alandaki ölçümleri kamuoyuna açık ve şeffaf bir biçimde yayınlamadılar ve düzenli olarak ölçüm alarak halkı bilgilendirmediler ve hepimizin sağlığını tehdit ettiler. Yürütmeyi durdurma kararı sürecinde o alandaki asbestli bölümü yıkmadıklarını ifade ettikleri için bir de tespit davası açtık. Tespit davamız bizim İdari Mahkeme’de süren yürütmeyi durdurma devam ettiği için onunla birleştirilmiş oldu. Geçtiğimiz günlerde açtığımız dava kapsamında bilirkişi heyeti inceleme yaptı ve inceleme raporu açıklandı. O gün bize halkı galeyana getiriyorsunuz öyle bir şey yok diyenlerin bugün tekrar başlarını önlerine koymalarını ve vicdanları nezdinde kendilerini bir daha değerlendirmelerini isteriz.
Kaynak: Sendika.Org