Bangladeş’te İşçi Ölümlerinin Ardından – Nuran Gülenç (Sendika.Org)

Bangladeş, markaların ucuz işçilik adına insanlık dışı çalışma koşullarda canları hiçe sayılarak işçilere üretim yaptırdıkları ülke. Hani pek çok yerde, sıkça kullandığımız vahşi kapitalizm koşullarının hüküm sürdüğü, hükümetin yasalarla işçilerin hayatını güvence altına almak, sendikal örgütlenmeyi güçlendirmek yerine, markalara sonuna kadar kapılarını açtığı, markaların dizginlerinden boşandığı ülke.

İşçilerin ortalama 38 dolara çalıştırıldığı ülkede, cana kast eden koşullarda nasıl çalışmaya zorlandıkları Rana Plaza’nın çökmesi sonucunda bir kez daha gözler önüne serildi. Duvarlardan içerisini görebilecek kadar çatlakların oluştuğu binaya işçilerin tüm itirazlarına rağmen, nasıl zorla tehdit edilerek sokulduklarını ve çalışmaya zorlandıklarını, bugüne kadar 1.021 işçinin enkaz altından cansız bedenlerinin çıkarılması sırasında dehşetle öğrendik.

Daha öncesinde ise çıkan fabrika yangınlarda, camları demirlerle örülmüş, yangın çıkışı olmayan binalarda sıkışarak can verdiklerine tanıklık ettik.

Bangladeşli işçiler, hala binlerce işyerinde, can güvenliği olmadan çalışmaya devam ediyor. Bir süredir olası cinayetleri önlemek için sendikalar ve sivil toplum örgütleri işçilerin can güvenliğini sağlanabilmesi için çalışmalar ve kampanyalar yürütüyorlar. Bugüne kadar bir milyonu aşkın kişi, 2005 yılından bugüne 1700’ü aşkın tekstil işçisinin hayatını kaybettiği Bangladeş’te üretim yaptıran markaları işçilerin hayatlarını güvence altına almaya ve bina güvenliğini sağlamaya çağırıyor.

Tüketicilerin Baskısı Artıyor

24 Nisan’da Rana Plaza’nın çökmesi sonucu 1000’i aşkın işçinin hayatını kaybetmesi ve hemen ardından 8 Mayıs’ta bir fabrika yangınında 8 kişinin hayatını kaybetmesi Bangladeş’te markaların çalışma koşullarını düzeltilmesi için sorumluluk üstlenmelerinin aciliyetini bir kez daha ortaya çıkardı.

Dünya çapında 1 milyonu aşkın tüketici Bangladeş’te üretim yaptıran markaların “Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşmasını” imzalamaları için yürütülen kampanyaya destek verdi. Kampanyanın organizatörlerinden Temiz Giysi (Clean Clothes) Kampanyası Sekreteryası adına Tessel Pauli “dünyanın dört bir yanından tüketiciler H&M, Mango, Primark, GAP, C&A, KIK, Benetton, JC Penny and Wal-Mart gibi markalara çok açık bir mesaj göndermiş oldu. Bizler Bangladeş’te üretim yaptıran markaları Rana Plaza gibi trajedilerin yaşanmaması için sürdürülebilir acil güvenlik önlemleri almaya çağırıyoruz” dedi.

Küresel Sendikalar ağı olan IndusriALL Genel Sekreteri Jyrki Raina ise yaptığı açıklamada “Bangladeş’te Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması, markaların imzalayabileceği tek güvenilir programdır. Bu anlaşma, Bangladeş’teki fabrikalarda işçi güvenliği üzerinde önemli bir etkisi olacak açık ve sağduyulu önlemlerdir. Şimdi tüm markaların Bangladeş’te sürdürülebilir güvenlik koşullarını onaylama zamanıdır” dedi.

Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması

Bangladeş’te 2005 yılında 64 işçinin öldüğü ve İspanya’nın ünlü markası Zara’ya üretim yapan Spectrum Fabrikası’nın çökmesinin ardından işçi güvenliği konusunda başlatılan kampanya pek çok örgüt tarafından destekleniyor. Yürütülen kampanya sonucunda bugüne kadar anlaşmanın ilk imzacıları 2012 yılında Tommy Hilfiger ve Calvin Klein markalarının sahibi olan PvH ve Alman perakendecisi Tchibo oldu.

Rana Plaza’da ortaya çıkan facianın ardından sendikalar ve işçi hakları savunucusu sivil toplum örgütleri tarafından oluşturulan koalisyon etkili bir kampanya başlattı. Bu örgütler tarafından başlatılan kampanya, 15 Mayıs 2013 tarihine kadar markaları “Bangladeş’te, Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşmasını” imzalamaya çağırıyor. Bu anlaşma; bağımsız bina denetimlerinin yapılmasını, incelme sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını, risklerin azaltılması için zorunlu bina tadilatlarının yapılmasını, sendikaların fabrikalarda işçi hakları ve işçilerin kendi sağlıklarını nasıl koruyacaklarına dair eğitimler vermesini kapsıyor. Bu anlaşma ile risk altında çalışan milyonlarca Bangladeşli tekstil işçisinin can güvenliği güvence altına alınmış olacak.

Türk Markaları Sessiz

Dünyanın önde gelen markaları tüketici kıskacına alınmışken Türk markaları sessizliğini koruyor. Onlar, bir kenarda fırtınanın kendilerine dokunmadan geçmesini bekliyorlar. Sektörü yakından takip edenlerin bildiği gibi pek çok Türk markası da Bangladeş’te üretim yaptırıyor. Merak eden kısa bir internet taramasıyla öğrenebilir. Dönem dönem başka vesilelerle de olsa Bangladeş’te üretim yaptırdıklarını itiraf eden Türk markaları var. Bu markalar arasında LC Waikiki, Defacto, Seven Hill, Rodi Jeans, Colin’s ve Collezione gibi perakendeciler bulunuyor.

Anlaşma çağrısı, Bangladeş’te üretim yaptıran tüm markaları kapsıyor. Orada üretim yaptıran Türk markaları da diğer markalar gibi çalışanlarının yaşamlarını güvence altına almak zorunda, üretim yaptırdıkları yerleri bağımsız denetimlere açmalı ve denetim raporlarını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Çalışanlarının yaşamlarını güvence altına almak ve bina güvenliğini sağlamak için sendikalarla işbirliğine gitmeliler. Aksi takdirde, markalarının üzerindeki şüphe hiçbir zaman ortadan kalmayacaktır.

Sendikalar da Sessiz

Pek çok Türk markasının da üretim yaptırdığı Bangladeş’te yaşananlar karşısında ülkemizdeki 3 konfederasyona bağlı tekstil alanında örgütlenme yapan dört sendikadan da bugüne kadar bir ses duymadık. Markaların işçilerin canını hiçe sayan kâr hırsını, kanlı üretimlerini, sendika düşmanlıklarını kınayan, hayatını kaybeden binlerce işçinin acısını paylaşan bir yazılı açıklamada dahi bulunmadılar. Yıllarca ülkemizde sendikal mücadele sırasında karşı karşıya gelen sendikaların sessizliği, sendikal mücadele ve dayanışma adına oldukça ürkütücü.

Not: 15 Mayısa kadar devam eden ve markaların, Bangladeş’te Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması’na imza atmalarını talep eden kampanyaya imza vermek isteyenler için kampanya tıklayınız.