AKP’nin tarım politikası: Patatesten gıda krizine
Spread the love

Patates özelinde neredeyse tüm sebze ve meyvelerde yaşanan fiyat artışı, AKP’nin çöken tarım politikasının birer ürünü

Patatesin fiyatı son dört ayda görülen yüzde 80’lik artışla 5 lirayı gördü. 3 yıl önce kilogramı 20 kuruşa kadar düşen ve ürünü tarlada çürüdüğü için, üretim alanları daralan patates, geçen yıl yaşanan aşırı sıcaklardan sonra bu kış da yağışlı ve sert geçen hava şartları nedeniyle üretim daha da düştü. Arz azalıp talep artınca fiyatlar sürekli değişir oldu. Maliyeti 80 kuruş ile 1 lira arasında olduğu söylenen patatesin fiyatı 5 liraya kadar çıktı.

Çiftçi, gübre, tohum, elektrik, mazot ve işçilik gibi maliyetlerin fazla olduğunu söylerken aracılar depolarda bekletemediğini öne sürüyor. Hal ise komisyon ve vergiden şikayetçi. Patates özelinde neredeyse tüm sebze ve meyvelerde yaşanan fiyat artışı, AKP’nin çöken tarım politikasının birer ürünü.

Patates raporu
Ziraat Mühendisleri Odası’nın hazırladığı “Patates raporunda” sorunlar ve çözüm önerileri şöyle sıralanıyor:

  • Üreticilerin kendi ürettikleri üründe söz sahibi olabilmeleri ve sahip oldukları hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi ancak örgütlenmeyle mümkün olacaktır.
  • Patateste sorunun çözümü için, vakit geçirmeksizin arz-talep ve ihracat imkânları ile iklim koşullarını dikkate alarak üretim planlaması yapmalı, patates yetiştirmeye elverişli yeni üretim bölgeleri belirlenmelidir.
  • Patates siğili hastalığı nedeniyle karantina uygulanan alanlarda alternatif ürün yetiştiren çiftçilere 2010 yılından itibaren üç yılda bir olmak üzere 110 TL/da ödeme yapılmaktadır. Hastalık nedeniyle üretim desenini değiştirmek zorunda kalan çiftçilere yapılan ödeme miktarı artırılmalıdır.
  • Elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV, tarımda kullanılan elektrikte yüzde 1`e indirilmeli, pay ve fonlar kaldırılmalıdır.
  • Patates üretiminde kullanılan diğer girdilerin vergi oranları düşürülmelidir.
  • Patateste verimi ve üretimi artırmak ya da en azından aynı düzeyde tutabilmek için her üç yılda bir tohumluğun değiştirilmesi ve virüsten ari tohumluk kullanılması gerekmektedir.
  • Sertifikalı tohumluk üretimi teşvik edilmelidir.
  • Depo yetersizliği nedeniyle patateste stoklama sorun olmaktadır. Bu nedenle modern depolar oluşturulması teşvik edilmelidir.
    Patates işleme tesislerinin sayısı arttırılmalıdır.

Enflasyon ‘canavarı’
Nisan ayıdan tüketici enflasyonu da yükselerek yüzde 1,63’ü aştı. Tüketici enflasyonu, 2015’in ilk 4 ayında yüzde 4,7’ye ulaştı. Gıda enflasyonunun yıllık artışı yüzde 14,4’e ulaştı. Enflasyonun artması, çarşı pazardaki sebze, meyve, süt, süt ürünü, az da olsa et, et ürünü, ekmek, unlu mamullerin fiyatlarına zam gelmesi demek.

Mustafa Sönmez’in 5 Mayıs’ta yayımladığı “Enflasyonda çift hane sesleri…” başlıklı yazısında enflasyonun artması ile AKP’nin tarım politikası arasındaki ilişki şöyle anlatılıyor:
Nereye gidiş?
Peki burada kalacak gibi mi? Ne yazık ki hayır… Bir de tabiat yaptı azizliğini, don vurdu tarımı ve hasatta yüzde 30 azalma bekleniyor. Arz düşecek… Merkez Bankası, hükümete ithalat aklı veriyor ama, dövizin bu kadar başını alıp gittiği bir zamanda gıda ithalatı ile arzı artırsan ne yazar? 2,75 TL’ye dayanmış dolarla gıda arzı mı artırılırmış?
Etme, bulma dünyası. Tarımı, hayvancılığı bu kadar ihmal edip aracı kârlarına kayıtsız kalırsan gıdadan başlar, lokanta fiyatların devam eder, ediyor da…
Petrol fiyatları aşağı seyredince, pek bir heveslenilmişti, enflasyonun belini kırma konusunda. Hatta, Ocak ayında, Merkez Bankası ondan dolayı hedefini yüzde 6,1’den yüzde 5,5’a çekti erken sevindirik olarak. Ama kazın ayağı öyle değilmiş meğer…
Bir yandan tarıma ihmalin faturası, bir yandan dövizin durmayan tırmanışı, üstüne politik belirsizlik ve kaçan ağız tadıyla, bu enflasyonu tek hanede tutmak mucize görünüyor.
Görürsünüz, Mayıs enflasyonu da katmerli gelecek ve 7 Haziran seçimlerine giderken herkes 3 Haziran’da açıklanacak Mayıs enflasyonunu da konuşuyor olacak. Yılın ilk 5 ayında yüzde 5’i geçmiş, yıllığı yüzde 8-9’a dayanmış bir enflasyon, sandığın sonuçlarına da etki edecek… Bu, kaçınılmaz…”

Kaynak: Sendika.Org


Spread the love