EMO: “Demokratik hak ve özgürlüklere yapılan tüm saldırıları kınıyoruz”

Taksim Dayanışması Davası kabul edilemez

Ülkemiz yerel seçimlere giderken genel bir gerginliğin içerisinde hukuka olan güvenin daha fazla azaldığı, mahkeme kararlarına uymayanların değil yargının aldığı kararın uygulanması için uğraşanların yargılandığı bir dönemden geçiyor. Toplumsal barışın en temel şartlarından yasalara saygı giderek azalmakta. Toplumun tepkilerine kulağını tıkayıp, yasakçı bir zihniyetle, alelacele çıkarılan yasalarda bile olmayan uygulamalarla ülkenin itibarı “sıfırlanmaktadır”.

Türkiye 21 Mart 2014`e yeni bir yasakla girdi. Sosyal ağ platformlarından twitter.com sitesine erişim, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hukuksuz ve antidemokratik bir biçimde engellendi. BTK açıklamasında 5651 sayılı Kanun çerçevesinde “kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğinin ihlali nedeniyle” bu uygulamaya gittiğini belirtmekte. Mevcut iktidar “özerk” olması gereken kurumlar eliyle antidemokratik bir şekilde çıkardığı kanun hükümlerini bile çarpıtarak temel insan haklarından birisi olan İnterneti sansürlemektedir. Hatta sansürle yetinilmeyip, 22 Mart tarihinde bazı yurtdışı alan adı sunucularının da erişim engeline eklenmesi de yasalara uyulmadığının bir örneğidir.

Kanunun ilk yürürlüğe girdiği 2007 yılında olsun, iki ay kadar önce değiştirilirken olsun, konuya dair eleştirileri ile kanunun daha özgürlükçü ve demokratik olarak düzenlenmesi için çalışan Odamız, konuyla ilgili teknik bilgi ve birikimini her ortamda paylaşmaya hazırdır.

Bütün demokratik haklar ve özgürlüklere yönelik yoğun saldırıda bulunan ve bu saldırısını her geçen gün artıran siyasi iktidar, bu uygulamalarına karşı oluşan demokratik tepkileri de sert polisiye tedbirlerle ve dava açma-yargılama-mahkum etme yöntemleriyle de bastırmaya çalışmaktadır. Uluslararası anlaşmalar, anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış olan demokratik haklarını kullanan başta Taksim Dayanışması olmak üzere tüm demokratik kişi ve topluluklara yönelik açılan davalar kabul edilemez.

Aralarında TMMOB yöneticileri ve EMO İstanbul Şube Başkanının da bulunduğu Taksim Dayanışması bileşenlerinin hakkında düzenlenen iddianame mahkeme tarafından da kabul edildi. İddianameye göre “suç işlemek için örgüt kurmak”, “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak, ihtara rağmen dağılmama”, “halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma” gibi asılsız isnatlarda bulunulmuştur. Taksim Dayanışması sağlıklı bir çevre, yaşanabilir bir kent, insan odaklı bir kent yaşamı gibi en doğal talepler çerçevesinde oluşturulmuş demokratik bir platformdur. Elektrik Mühendisleri Odası olarak bu platformun destekleyicisi ve bileşeniyiz. Mesleğin bilgi ve birikimini halkın yararına kullanmayı hedefleyen örgütlülüğümüz ve oluşturduğumuz platform, iddianamede ileri sürülen asılsız ve maksatlı ithamlarla marjinalleştrilemez. İstanbul Şube Başkanımız Beyza Metin de Odamız adına platformda yer almış, platformun oluşturulmasını gerektiren haklı davada bizleri temsil etmiştir. Dolayısıyla yargılanmak istenen Oda örgütlülüğümüz, bastırılmak istenen haklı ve halktan yana taleplerimizdir. Haklarında dava açılan diğer kişilerin her biri de kendi demokratik kurumlarının temsilcisi olarak ve nihayetinde duyarlı toplum kesimlerinin sesi olma adına mücadele etmişlerdir. Açılan davada yargılanan sadece bizlerin temsilcisi olmayacak, insanca bir yaşam ve kent isteyen tüm toplum yargılanıyor olacaktır. Bu yargılamayı yapanlar, dava açılması için ısrarla emir verenler bilmelidir ki halkı yargılayamazsınız. Açılan davanın her aşamasında her birimiz yargılanıyormuşuz gibi bu davanın takipçisi olacağız.

Yaşasın Taksim Dayanışması!

Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü!

Elektrik Mühendisleri Odası Koordinasyon Kurulu