Ankara İKK: ‘Rant gözleri kör ediyor, AOÇ’nin talanında da yargı kararları yok sayılıyor’

Türkiye ve Ankara için özel önemi haiz olan Atatürk Orman Çiftliği üzerinde rant ve talan politikaları hızla devam etmektedir. Mesleki birikimini toplum ve ülke çıkarına kullanmayı şiar edinmiş TMMOB ve bağlı Odaları açtığı davalarla, yaptığı eylem ve etkinlerle bu talana karşı mücadele etmekte ve bu konuda kamuoyunu da bilgilendirmeyi kamusal bir görev bilmektedir.

Bu talanın bir parçası olarak, Atatürk Evi, bira, şarap meyve suyu fabrikaları, tarihi köprü ve MİT Sosyal Tesislerinin de içinde yer aldığı Atatürk Orman Çiftliği‘nin (AOÇ) 7 hektarlık alanının tarihi SİT statüsü,  03.02.2012 tarihinde Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile 1. Dereceden 3. Dereceye düşürülmüş, bu kararın iptali istemi ile 30.03.2012 tarihinde TMMOB  Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası Ankara Şubelerince İdare Mahkemesine dava açılmıştı.

11. İdare Mahkemesi 17.02.2014 tarihinde aldığı kararla söz konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Mahkemenin iptal  kararını oluşturan gerekçeler Atatürk Orman Çiftliğinin talanında gelinen noktayı da çok açık biçimde gözler önüne sermektedir. Mahkeme iptal kararında;

“bilirkişi raporu ile ek bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ………  birlikte değerlendirildiğinde, Tarihi SİT statüsünün kaldırılmasından önce alınan doğal SİT statüsü ile ilgili bir kısım araştırmalara girişildiğinin anlaşılmasına karşın mevcut tarihi SİT statüsü ile ilgili olarak herhangi bir inceleme, araştırma, konunun uzmanlarından görüş alma gibi bir ön hazırlığa girişilmediği, buna paralele olarak da Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna alanın tarihi SİT statüsünün kaldırılması yönünde teklifte bulunulurken her hangi bir gerekçeye yer verilmediği, nitekim Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca da tarihi SİT statüsü ile ilgili olarak herhangi bir araştırma, inceleme, yerinde değerlendirme gibi bir hazırlığa girişilmeden yalnızca uyuşmazlık konusu alanın tarihi açıdan bir özellik ve nitelik taşımadığı gerekçesiyle tarihi SİT statüsünün kaldırıldığı, İdari işlemin sebep unsurunu oluşturan alanın tarihi açıdan bir özellik ve nitelik taşımaması şeklindeki gerekçenin hangi inceleme ve araştırmaya dayandığının İdarece ortaya koyulmadığı anlaşılmaktadır,” denilerek

“öte yandan, mevzatta ve ilke kararlarında, milli tarihimiz açısından önemli olayların cereyan ettiği alanlar olarak tanımlanan tarihi sit statüsü değerlendirilirken, İdarece uyuşmazlık konusu yaklaşık 7 hektarlık alanın fiziki yapısı, görsel durumu, işlevsel değeri, kültürel durumu, anısal ve anıtsal şekli, toplumsal olaylara konu olup olmadığı, tarihi tanıklığı, özel olarak bu alanda tarihi bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği gibi hususların dikkate alınması gerekmekte iken bu noktalarda herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği” belirtilmektedir.

Mahkemenin iptal kararında “olmadığı” belirtilen, söz konusu alanın tarihi SİT statüsünün kaldırılması talebinin gerekçesi ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 03.02.2012 tarihli kararının gerekçesi bu  alanda ve bu alana  bağlı olarak Atatürk Orman Çiftliği arazisinin diğer yerlerinde bu karar sonrası yapılan uygulamalarla  ortaya çıkmıştır.

Bilindiği üzere Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu‘nun Atatürk Orman Çiftliğinde  bahsi geçen alanlara dair SİT derecesinin düşürülmesi sonrasında, kamuoyunda AKSARAY olarak bilinen, Başbakanlık Hizmet Binasının yapım işine başlanmış, diğer alanlarda  AOÇ arazisini bir bütün olarak yapılaşmaya açmanın da bir yöntemi olarak yapılan yol ve diğer uygulamalar da bununla ilişkilendirilerek gerekçelendirilmiştir. Atatürk Orman Çiftliğinin SİT statüsünün kaldırılmaya çalışılmasının birincil gerekçesi çok açıktır ki ranttır. Bu  rantın büyüklüğü bazı gözleri kör etmekte ve bu uğurda bu gözler 11. İdare Mahkemesinin iptal kararını bile yok saymaya çalışmaktadır.

 “Normal” demokrasilerde böylesi bir durumda İdareden beklenen, davanın açılmasından sonra telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açmamak adına tüm bu uygulamaları süreç sonuçlanıncaya kadar durdurmasıdır. Ancak İptal kararı sonrasında bile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın bu karara ilişkin yaptığı “Güçleri yetiyorsa yıksınlar.” açıklaması ve uygulamaların durmak yerine hızlanması nasıl bir demokraside yaşadığımızı bir kere daha gözler önüne sermiştir.

 Buna karşın, TMMOB ve bağlı Odalarının bir bütün olarak, halkın ve ülkenin yararı doğrultusunda bilim ve tekniğin yol göstericiliğinde ve üyelerinden aldığı güçle halkı yok sayan tüm uygulamaların ve özelinde Atatürk Orman Çiftliğinin talanının karşısında olduğunu kamuoyu ile paylaşmayı görev biliyoruz.

Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu