Uluslararası İşgücü Kanunu’yla AKP ne hedefliyor? – Politeknik
Spread the love

Uluslararası İşgücü Kanun Tasarısı 1 Temmuz’da TBMM başkanlığına sunuldu, bugün mecliste görüşülmesi bekleniyor.

Bu görüşme beklenirken Türkiye’de yasa ile ortak amaçlar barındıran çeşitli gelişmeler de olmuştu. Bayram öncesi Başbakan sermaye için bir paket açıkladı. Bayram sonrası Cumhurbaşkanı Suriyeli mültecilere vatandaşlık verileceğini ‘müjdeledi’. Bu ‘müjdenin’ ardından sosyal medya paylaşımlarında, demeçlerde, yazılarda, çizilerde ırkçılıkla karşılaştık.

Gerek AKP-Saray iktidarının Suriyeli mülteciler için vatandaşlık düzenlemesi, gerek Uluslararası İşgücü Kanun Tasarısı pek çok meslek alanı gibi mühendisleri de etkileyecek. Sermaye için ucuz emek yaratma hedefini içeren bu düzenlemelere karşı mücadele ‘yabancı’ ‘yerli’ ayrımıyla ırkçı-mezhepçi saflaştırmaya katkı sunarak değil, emek mücadelesini, güvenceli çalışma hakkını ‘yerli’, ‘yabancı’, mülteci herkes için savunarak, dayanışma içinde verilebilir.

Türkiye’de çalışmak için başvuran ve/veya savaşlar nedeniyle mülteci olarak göç edenlerin çalışma ve ikamet etme haklarını düzenleyen kanunlar zaten yürürlükte: Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu.

Bu kanunlar varken Uluslararası İşgücü Kanunu’na neden ihtiyaç duyuldu?

Maddelerle Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı

Tasarının 4. maddesi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) başkanlığında ÇSGB, Dışişleri, İçişleri, Ekonomi, Kalkınma, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının müsteşarları ve Uluslararası İşgücü Genel Müdürü‘nden oluşan Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulu kuruluyor. Bu kurul emek ve meslek örgütleri, üniversiteler dahil olmak üzere toplumun ilgili tüm kesimleriyle oluşturması gereken politikaları belirlemekle görevlendiriliyor, tek yetkili kurul oluyor.

Tasarının 6. maddesi ile yabancılara çalışma izinlerinin bu kurul kararları çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca verilmesi düzenleniyor. Böylelikle kanunla düzenlenecek hususlar bile kurulun ve Bakanlığın yetisine bırakılıyor.

Tasarının 7. maddesine göre Özel İstihdam Büroları’nın benzer işlevini üstlenen ‘Yetkili Aracı Kurum’lar yabancıların çalışma izni başvurusunda bulunabilecek.

Tasarının 8. maddesinde ‘Mesleki yeterlilik gerektiren Sağlık ve Eğitim hizmetlerinde çalışacak yabancıların çalışma izni başvurularının değerlendirilmesinde Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK tarafından ön izinlerinin alınması’ şartı yer alıyor. Ancak bu kapsamda değerlendirilmesi gereken mühendislik, mimarlık, şehir planlama meslek grupları için ilgili bakanlıklardan ön izin aranmıyor. Ön izinler için meslek örgütlerinden söz bile edilmiyor.

Tasarının 10. maddesi çalışma izin sürelerini düzenliyor. Yabancı işçiye ilk başvurusunda en çok 1 yıl süre ile izin verilecek. Aynı iş yerinde çalışması halinde çalışma süresi önce 2 yıl, daha sonra 3 yıl uzatılabilecek. İşverenin değişmesi halinde süre en çok 1 yıl uzayabiliyor. Bu durum işçileri işverene/patrona tam bağımlı hale getirecek bir düzenleme.

Yine tasarının 10. maddesinde profesyonel meslek mensubu yabancılara bağımsız çalışma izni verilebilecek. Bağımsız çalışma iznine sahip bu kişiler çalışma süresi kısıtlamalarından da muaf tutuluyor. Mühendis, mimar, şehir plancılarının çalışma koşullarını etkileyecek olan bu durum, en çok da halkın can ve mal güvenliğini olumsuz etkileyecek bir düzenleme olarak tasarıda yer alıyor.

Proje planlama, çeşitli mesleki uygulamaların sonuçları ile ilgili mesleki sorumluluklar ve yaptırımlar yasalarca düzenlenmiştir. Mühendislik, mimarlıkla ilgili mesleki alanlarda yabancılar ancak ortak olmaları halinde serbest mühendis müşavir olarak çalışabiliyorlar ya da mühendislik hizmeti verebiliyor iken bu tasarı kanunlaştığında böyle bir koşul da ortadan kalkmış olacak. Böylelikle ‘bugün var yarın yok olabilecek’ mühendislerin mühendislik, mimarlık hizmetleriyle ilgili açığa çıkacak sorunlar, mağduriyetler, tehlikelerle ilgili soruşturma ve denetim fiilen yapılamaz hale gelecek. Bakanlıkça serbest çalışma izni verilen yabancı mühendisler Türkiye’den ayrıldığı durumlarda vermiş oldukları mesleki hizmetlerin muhatabı da gitmiş olacak. Bu madde ile halkın can ve mal güvenliği ile doğrudan alakalı mühendislik, mimarlık hizmetlerinin güvenilirliği tehlikeye giriyor.

Tasarının 11. maddesinde süresiz çalışma izni, kart sahiplerinin eş ve çocuklarının ikamet iznini de içeren, kimlere verileceği Bakanlıkça belirlenen Turkuaz Kart uygulaması var. “Bilim insanlarına, eğitimli yabancılara verilecek” diye kamuoyuna lanse edilen Turkuaz Kart’ın kimlere verileceği tasarıda net olarak belirlenmiş durumda değil. Yine kanunla düzenlenmesi gereken bu husus ÇSGB’nin yetkisine bırakılıyor.

Tasarının 12. maddesinde ‘Bakanlar Kurulu ülke, kişi, coğrafi bölge, süre, sayı, oran, tür, nitelik, sektör, iş ve meslek itibariyle çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti verilmesini belirleyebilir, sınırlandırabilir, kısmen veya tamamen durdurabilir veya yasaklanabilir’ hükmü yer alıyor. Bu düzenleme Suriyeli sığınmacıları da kapsayan ama bununla da sınırlandırılmayan, bu yetkileri süreklileştiren, ilgili yasaları boşa çıkararak Bakanlar Kurulu’na yasalar üstü yetki veren bir düzenleme.

Tasarının 21. maddesinde, yurt dışında mühendislik mimarlık eğitimi almış yabancıların, proje bazlı veya geçici süre ile çalışma izni alarak mühendislik ve mimarlık mesleklerini icra edebilecekleri ifade edilmektedir. Böylelikle yabancı mühendis mimarlardan diploma denkliği aranmıyor. Bu madde de mesleki hizmetlerin sağlıklı ve güvenli icra edilmesini tehlikeye sokuyor.

Tasarının 28. maddesi ile 6235 sayılı TMMOB yasasının 34. maddesinde ‘Yabancı müteahhit ve yabancı kuruluşların mühendislik veya mimarlıkla ilgili işlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) ve TMMOB’nin onayıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca verilen çalışma izni ile yabancı uzman çalıştırabilirler’ hükmü çıkarılıyor, yine TMMOB yasasının 35. maddesi ‘yabancı mühendis ve mimarların ÇŞB ve TMMOB onayı kaldırılarak ÇSGB’ce verilen çalışma izni ile çalışması veya çalıştırılması’ şeklinde değiştiriliyor. Böylelikle 12 ve 21’inci maddelerle ilgili düzenleme TMMOB’nin inceleme-denetleme yetkisini devre dışı bırakarak yürürlüğe giriyor.

Uluslararası İşgücü Kanunu yalnızca mühendislik – mimarlık alanları ve mühendislerle ilgili değil. Aynı düzenlemeler hayati olan sağlık alanı ve doktorlar için de, diğer pek çok meslek alanı için de geçerli.

Mecliste görüşülmesi beklenen, sermaye için emeğin, emeklerimizin, çalışmalarımızın ucuzlatılmasını hedefleyen Uluslararası İşgücü Kanunu’na karşı iş yerlerinde ‘yerli’, ‘yabancı’, mülteci ortak mücadele zamanı.

Politeknik


Spread the love