Şehir Plancıları Odası: “Suriçi’ndeki şiddet ve yıkımdan rant devşirmek onursuzluktur”
Spread the love

Bugün, Diyarbakır`ın Sur İlçesinde iç savaş görüntüsü veren ciddi bir şiddet ve yıkım yaşanmaktadır. En temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı, halkın zorla yerinden edildiği bu çatışma ortamında şiddet haberleri sıradanlaşmış, ölümler ve yaralanmalar adeta olağan hale gelmiştir. Yüzyıllarca ayakta kalmayı başarmış tarihi ve kültürel miras öğeleri birbiri ardına yok olmakta, geri döndürülemez şekilde tahrip edilmektedir. Tüm bu çatışmaların yarattığı ortamı fırsat bilerek, rant odaklı dönüşüm senaryolarının devreye sokulduğu çok boyutlu bir trajedi ile karşı karşıya olunduğu apaçık ortadadır.

Diyarbakır`ın tarihi kent belleği konumunda olan ve bugün de kentin kalbi olma özelliğini sürdüren Suriçi`ndeki yaşam, yaklaşık M.Ö. 7000`li yıllara kadar uzanmaktadır. Bugün birçok dini, kültürel ve sivil mimari örnekleriyle, Kurşunlu Camii, Paşa Hamamı, Dört Ayaklı Minare, Amida Höyük, Sur ve Hevsel Bahçeleri`yle Suriçi bölgesi, ülkemize ve insanlığa ait çok önemli bir değerdir. 1930‘lu yılların sonuna kadar, kentin içinde konumlandığı birçok kültürün bir arada yaşadığı bölgede, 124 anıtsal, 410 adet tescilli sivil mimari yapı öğesi mevcuttur. Sahip olduğu tüm bu değerler sayesinde, 2015 yılı içerisinde Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri`nin kültürel peyzaj alanı olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dâhil edilmesi kararlaştırılmıştır. Suriçi ve surların çevresi de kültürel peyzaj alanının korunması çerçevesinde, tampon bölge olarak nitelendirilmiştir. Bu listeye alınan ülkemizdeki 15 alandan biri olan bölge, bugün savaşın ve çatışmaların merkezi haline getirilmiş, sosyal ve kültürel yaşamı devam ettirme koşulları ortadan kaldırılmıştır. Çatışmalı süreçten dolayı, 90`lı yıllarda yaşatılan zorunlu göç dalgası benzeri bir durum bugün oluşmakta, kentin en yoksul kesimini oluşturan bu insanlar, kendi öz yaşam alanlarından ayrılarak yerleştikleri Suriçi`nden, benzer yöntemlerle tekrardan göç ettirilmektedirler.

Korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması zorunlu olan bu tarihi ve kültürel alanda yaşanan tahribatlar, geri döndürülemez bir noktaya evrilmekte, gözlerimizin önünde yok olmaktadır. Bununla birlikte, bölgede yaşayan insanlar, can güvenliğinden yoksun olarak abluka altında yaşam mücadelesi vermektedir. İnsanlık değerleri de, bütün insanlığın mirası olan bu bölge ile birlikte yok olmaktadır. Bölge, hergün acı bir şekilde, çocukların, kadınların, yaşlıların, kamu görevlilerinin hayatını kaybettiği, on binlerce insanın güvenli bir çevrede, barış içinde yaşama hakkından mahrum kaldığı bir savaş alanı haline gelmiştir.

Alanın dünya mirası niteliğindeki tarihi ve kültürel değerlerinin yok olmaya başladığı, binlerce insanın göç ettiği, onlarca sivil yurttaşın ve kamu görevlilerinin hayatını kaybettiği bir ortamda, çatışmalar sonucunda oluşan bu yıkımı fırsat bilen bazı çevrelerin, bu alana dair rant beklentisi içinde, kentsel dönüşüm projelerini gündeme getirmesi yersiz, gereksiz, anlamsız ve ahlaktan yoksun bir davranıştır.

Bu alçak ve fırsatçı zihniyeti kesinlikle reddediyor, savaş koşullarından rant elde etmeye çalışanlara geçit vermeyeceğimizi ve Sur`u sahipsiz bırakmayacağımızı belirtirken; “Bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası


Spread the love