TMMOB Maden Mühendisleri Odası: “Soma’yı unutmadık, unutturmayacağız!”
Spread the love

Bundan tam iki yıl önce 13 Mayıs 2014 tarihinde saat 15:30 sıralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez Kömür Ocağında çıkan yangın sonucu aralarında 5 maden mühendisi meslektaşımızın da bulunduğu 301 maden emekçisi yaşamını kaybetmiştir. Ölümlerinin ikinci yıl dönümünde 301 canımızın acısı hala yüreğimizde.

Soma ve Ermenek facialarında yaşamını kaybeden meslektaşlarımızı ve maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyor ve başta yakınları olmak üzere tüm camiamıza bir kez daha başsağlığı diliyoruz.

Maden Mühendisleri Odası olarak facianın yaşandığı ilk gün buradaydık. Halkımıza, maden emekçilerine, meslektaşlarımıza ve ailelerine “Soma`yı unutmayacağız, unutturmayacağız” diyerek söz vermiştik. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda ülkemizin dört bir yanından Adana`dan, Diyarbakır`dan, İstanbul`dan, İzmir`den,Zonguldak`tan ve Ankara`dan sözümüzü tutmaya geldik.

Facianın yaşandığı gün siyasi otorite facianın nedenini “trafo patlaması” olarak göstermiş, savcılık ise “tutuklama yapmıyoruz çünkü sorumlular öldü” diyerek faciada yaşamını kaybeden meslektaşlarımızı yargılama başlamadan suçlu ilan etmiştir.

Ancak TMMOB Maden Mühendisleri Odası bu oyunu bozmuştur. Odamız olayın meydana gelmesi ile birlikte olaya müdahil olmuş, mesleki demokratik kitle örgütü olmanın vermiş olduğu sorumluluk ile gerçeklerin üzerinin örtülmesi engellenmiş ve örgütümüz tarafından yapılan çalışmalar, hazırlanan raporlar ile kamuoyu aydınlatılmıştır.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan raporda da belirtildiği ve toplumun tüm kesimlerinden de kabul gördüğü üzere kazanın asli ve sistemsel nedenleri neo liberal politikalar sonucu yaşama geçirilen taşeronlaştırma, üretim zorlaması, mevzuattan kaynaklanan esnekleşme ve kuralsızlaşma ile denetimsizleştirmedir.

Facianın gerçek sorumluları iş güvencesinden, mesleki bağımsızlıktan yoksun, işi ile aşı arasında sıkışmış olan ölen ya da ölemeyen maden mühendisleri değil bu ocaklara taşeronu, rödevansçıyı sokanlardır. Gerçek sorumlular yaptıkları yasalarla esnek ve kuralsız çalışma ile üretimi zorlayanlar, denetimi etkisizleştirenlerdir. Maden mühendisliği bilim ve tekniğini hiçe sayarak ülkemizde 18. yüzyıl madenciliğinin yapılmasına izin verenlerdir. İnsan yaşamını hiçe sayan ve bu işin fıtratında vardır diyen siyasi anlayıştır.

Soma faciasından sonra siyasi iktidar tarafından benzeri faciaların yaşanmaması için vaadlerde bulunulmuştu. Ancak gerekli ve yeterli önlemler alınmadığı gibi facia sürecinde önlem olarak ileri sürdükleri ATEX, yaşam hattı ve yeraltı takip sistemleri ertelenerek yürürlükleri durdurulmuştur.

Elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik öngören Torba kanunda; ” Mevcut kömür madenleri ruhsatlarının teknik ve ekonomik sebeplerden dolayı daha verimli elektrik üretimi tesisi kurulabilmesi amacıyla bölünmesi mer`i mevzuatta mümkün olmaması” bu nedenle ” bir kısım ruhsatların bölünerek daha verimli üretim yapılacağı “, ” bölünen ruhsatın herhangi bir bölümünde sıkıntı yaşanırsa ruhsatın bölünen diğer bölümlerinde sıkıntı yaşanmaması ” gibi madencilik bilim ve tekniğine aykırı hususlar gerekçe olarak gösterilerek madenlerin bir plan çerçevesi içerisinde projelendirilmesini öngören Havza Madenciliği yürürlükten kaldırılmaktadır.

Soma Faciasının nedenleri içerisinde bulunan dayıbaşı uygulaması çalışma yaşamını köleleştiren kiralık işçilik özel istihdam büroları kanunu ile yasal çerçeveye kavuşturulmuştur.

ATEX, yaşam hattı ve yeraltı takip sistemleri gibi ertelenen, kiralık işçilik ve ruhsatları bölünmesi gibi yasal düzenlemeler iş kazalarını önlemeyecek olup facialara neden olacaktır.

Ülkemizde başta siyasi iktidar olmak üzere sermaye tarafından alınmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri nedeniyle yüzlerce ocakta ölümler yaşanmaya devam edecektir. Kazalar “fıtrat” olarak değerlendirildiği sürece ölümler yaşanmaya devam edecektir.

Güvencesiz çalışma koşulları devam ettiği sürece ölümler yaşanmaya devam edecektir.

Kölelik düzeni olan “esnek çalışma” ve “kiralık işçilik” devam ettiği sürece ölümler yaşanmaya devam edecektir.

Siyasi iktidarın, madenlerde ölümlerin yaşanmaması için, bilimin ve tekniğin sesi ve temsilcisi olan yaşamın her alanında mücadele eden, mesleğinin ve meslektaşının sorunlarından ayırmayan odalarımızın sesine kulak vermesi gerekmektedir.

Soma Davasına müdahillik talebimiz mahkeme tarafından kabul edilmemiş olsa da davanın ilk günü olan 13 Nisan 2015 de TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Merkezi ve Şubeleri ile birlikte sözümüzü tutmak üzere Akhisar Adliyesi`nde idik. Son celsenin görüldüğü 12 Nisan 2016 tarihinde de Akhisar`da idik ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Davanın bilime ve hukuka uygun olarak yürütülmesi için davanın takipçisi olacağımızı kamuoyu ile bir kez daha paylaşıyoruz.

Bu davanın sonu nereye varırsa varsın, TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak gereğini yapmaktan çekinmeyeceğiz. Odamızın geçmişi sözümüzün teminatıdır.

SOMA`YI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!

TMMOB Maden Mühendisleri Odası


Spread the love