TMMOB Devrimci Demokrat Platform: “Genel kurul dönemi başladı; demokratik, eşitlikçi, mücadeleci bir TMMOB yaratalım”
Spread the love

AKP ve Saray’ın kurucusu olduğu ve başkanlık sistemi ile kalıcılaştırmaya çalıştığı neoliberal sömürü düzenine halk itirazı kent ve doğa mücadeleleriyle başladı. Bu direnişler önce 2011 seçimlerini etkiledi. 3’üncü iktidar döneminde AKP’nin dinci gericiliği ile kamusal alanı düzenleyen hamlelerine karşı özgürlük isteyen milyonlar 2013 yılında Haziran İsyanıyla mücadelelerini doruğa çıkardı, Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı sarsıldı. Berkin Elvan’ın katledilmesine, Özgecan cinayetine, Soma Katliamı’na karşı tüm Türkiye’de sokaklarda yine isyan vardı. Gerici, kadın düşmanı, piyasacı AKP iktidarına karşı dinmeyen öfke 7 Haziran 2015 seçimlerini de belirledi ve halk AKP’ye bir kez daha dur dedi.

Tek başına iktidar olamayan AKP seçim sonuçlarını tanımayarak süreci halkın iradesini kırmak üzere İŞİD eliyle gerçekleşen katliamlarla tersine çevirmeye çalıştı. Seçimlerden hemen önce Diyarbakır katliamı, seçimlerden sonra Suruç katliamı ve Kürt halkına karşı başlatılan savaş ve Türkiye’nin göbeğinde 10 Ekim Ankara katliamıyla yeni seçim çalışması yapan AKP ırkçı, gerici mezhepçi nitelikleriyle ‘sağ’ın partisi olarak 1 Kasım seçimlerinden tek başına iktidar olarak çıktı.

Kürt halkına karşı başlatılan savaş 1 Kasım’dan sonra kentlerde ablukalar, sokağa çıkma yasakları, toplu katliamlar ile sürdürülüyor. Gazetecilerin tutuklanması, barış çağrısı yapan akademisyenlere yönelik cadı avları baskı ve şiddeti süreklileştiriliyor, doğudan batıya AKP faşizmle ayakta durmaya çalışıyor.
Bugün eşitlik, özgürlük, demokrasi ve emek mücadelesi faşizme karşı mücadeledir. İnsanca yaşama ve var olma mücadelesidir, görevimizdir. TMMOB 44’üncü Genel Kurul dönemi böylesi bir siyasal gündemle ele alınmalıdır.

Ne kuruluş yılları, ne 70’ler, TMMOB’de bugünü ve mücadeleyi tartışma zamanı!
Uluslararası iş bölümü sonucu, ucuz ve güvencesiz emek politikaları ile üretim üssü haline getirilen ülkemizde, sermaye için kalkınma paradigması 35 yıl önce terk edilmiş yerine transfer fabrikalar, kent ve doğa yağması ile sermaye birikim süreçleri geçirilmiştir. Kalkınmacı anlayışın gereği olarak sermayeye fikir verecek, ihtiyaçlarını karşılayacak bir meslek örgütü olarak kurulan TMMOB 70’li yıllarda sınıf mücadelesine dahil olarak kendine biçilen rolü reddetmiş ve yeni bir TMMOB yaratılmıştı. Şimdi de bu dönemin ihtiyaçları doğrultusunda, üzerimize heyyula gibi çöken neoliberal paradigmayı yıkacak olan sınıf mücadelesinin içinde yer alacak bir TMMOB yaratılmalıdır!

Bugün İşçi sağlığı ve güvenliği dahil, halkın can güvenliği ve insanca yaşaması için alması gereken mühendislik hizmetleri piyasalaştırılarak kapitalist ilişkiler ağının bir parçası haline getiriliyor. Meslek alanlarımızda yetkin-yetkili mühendislik, akreditasyon, belgelendirme – sertifikalandırma gibi yöntemlerle mühendisler, mimarlar, şehir plancıları çaresizce ve hızla düzene uyumlulaştırılıyor. Çalışma koşulları ve mesleki hizmetlerinin piyasalaşmasıyla mühendisler, mimarlar, şehir plancıları gün geçtikçe daha fazla güvencesizleşiyor.

TMMOB’de ve bazı Odalarda yönetimlerdeki hakim anlayışların bu sürece ‘azalan gelirlerini telafi edici bir alan’ olarak bakmaları, mücadele ederek değil, dayatılan koşullara uyum sağlayarak varlıklarını sürdürme çabaları, üyelerle olan ilişkileri yabancılaştırıyor, gücünü üyesinden/halktan alan bağımsız duruş zedeleniyor! Halkın mühendislik hizmetlerini kamu kaynakları ile kamuda istihdam edilen mühendisler eliyle doğrudan alması mücadelesi vermek yerine hizmet üreterek ticarileşen Odalar mücadele örgütü olmaktan uzaklaşıyor.

Gerçek varoluş sahici bir mücadele ile mümkün
Bugün tıpkı 70’li yıllardaki gibi, düzenin belirlediği sınırların dışında yeni bir TMMOB yani yeni bir mücadele zamanı. Bu yenilenmenin dinamiği ise açık seçik duruyor:

Çalışma hayatında güvencesizliği tüm yakıcılığıyla yaşayan mühendisler, mimarlar, şehir plancıları;

Gerici, piyasacı, cinsiyetçi politikalarla sömürülen ve hatta yaşam hakları elinden alınan kadın mühendisler, mimarlar, şehir plancıları;

Üniversite mezuniyetlerini AKP’ye karşı yaşamı savunan sloganlarla dolduran öğrenci mühendisler, mimarlar, şehir plancıları;

Çalıştıkları alanlarda işçi sağlığı ve iş güvenliğinden sorumlu mühendisler, mimarlar, şehir plancıları;

Kent-doğa, ulaşım, barınma, enerji, su gibi hak mücadelelerini büyüten mühendisler, mimarlar, şehir plancıları!

Bu mücadele başlıklarına paralel bir biçimde demokratik ve eşitlikçi bir TMMOB için örgütsel mekanizmaların ‘baştan aşağıya’ yenilenmesi ise kaçınılmazdır!

Ocak 2016’da şube genel kurullarıyla başlayan süreç Mayıs 2016’de TMMOB Genel Kurulu ile sonlanacaktır. Faşizmin en yoğun kuşatmasının yaşandığı bu dönemde tüm demokrasi güçlerinin bir arada durması, iç çelişkilere boğulmadan güç birliği yapması tarihsel bir sorumluluktur.

Demokratik bir meslek ve mücadele örgütü olmanın diyalektik bütünlüğünün getirdiği sorumluluktan hareketle üyelerin ve ülkenin sorunlarının tartışılacağı ve ortak aklın harekete geçirileceği genel kurul süreçlerinin bu çizgiyle örgütlenmesi şu an önümüzde duran en acil görevlerden birisidir.

44’üncü çalışma dönemi Saray’ın ve AKP iktidarının karanlıklarına karşı mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının bilgisini ve emeğini harekete dönüştürme dönemi olmalıdır.

TMMOB Devrimci Demokrat Platform


Spread the love