ŞPO öğrenci kurultayı ve kolokyum üzerine – Murat Yıldız
Spread the love

Mevcut politik ortam içinde “alternatif” tartışmalar üretmenin zor olduğu, sanırım, genel bir kabul görecektir. Fakat “alternatif” bir politik hat kurmanın ve her alanda yapısal olarak farklılıklar içerse de farklı birlikteliklerin politik zeminlerde kendi gündemlerini etkili tartışma/uygulama zeminlerinde yeniden üretme çabası, tam da bu “alternatif” politik hattın üretilmesine katkı sunmaktadır. Bu anlamda kayda değer bir çaba gösteren Şehir Plancıları Odası, mesleki bilinci toplumsal olanla birlikte okuması açısından yıpratıcı bir siyasal gündemde hepimize umut vermektedir.

Bildiğiniz gibi 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında beş senede bir düzenlenen 8. Türkiye Şehircilik Kongresi’ne bu sene ODTÜ ev sahipliğinde bulundu. Mimarlık Fakültesi’nde düzenlenen etkinlikler kapsamında konferanslar, seminerler, sunumlar, öğrenci çalıştayı… farklı oturumlarda düzenlendi. Akademiden toplumsal muhalefetin her kesimine kadar baskının yaşandığı, yaşadığımız OHAL döneminde her çıkan KHK ile birlikte mücadele zeminlerinin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde, birçok üniversiteden akademisyenin, planlama disiplininden uzmanın katılıp fikir paylaştığı ve şehircilik alanının sorunlarını tartıştığı bu ortam, hepimiz için ciddi bir birikim ve zenginlik sağladı.

Bu seneki teması “Şehircilik ve Eğitimi” olan Kolokyumu, diğerlerinden ayıran önemli bir organizasyon da bu sene ikincisi düzenlenen öğrenci kurultayı oldu. Yirminin üzerinde üniversiteden çok geniş bir öğrenci katılımının sağlandığı kurultay, ODTÜ Mimarlık Amfisi’nde 6 Kasım’da, aynı zamanda üniversiteyi piyasalaştırmak, gericileştirmek ve akademik özgürlüğü kısıtlamak üzere kurulan YÖK’ün kuruluş gününde gerçekleştirildi.

Kurultay üç oturum şeklindeydi. İlk oturumda Türkiye genelinde 600’ün üzerinde planlama öğrencisinin cevapladığı ve Ankara Şube Öğrenci Komisyonu’nun hazırladığı anket çalışmasının sonuç verilerinin akademisyen hocalarımızın da teknik destekleriyle sunulduğu bir oturum gerçekleşti. Ardından şehircilik ekollerini anlayabilmek adına yurt dışı eğitim deneyimlerinin aktarıldığı, son oturumda da Şehir Plancıları Odası (ŞPO) bünyesindeki Öğrenci Komisyonlarının kendi faaliyetlerinden bahsettiği bir oturum gerçekleştirildi. Genel çerçevenin ardından sanıyorum kendi gözlemlerimi sizlerle paylaşmak daha anlamlı girdiler üretecektir.

Bilindiği üzere şehircilik eğitimi YÖK kararlarıyla, siyasal baskılar sebebiyle, piyasacı anlayışın, market için üretimin akademik alana da sirayet etmesi nedeniyle bir nitelik sorunu yaşıyor. Birçok üniversitede akademik kadrolarda, eğitim süreçlerinde, teknik, maddi imkânlarda, fiziksel kullanımlarda, üniversitelerin yer seçimlerinde… planlama öğrencileri çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bütün bu sorunlara rağmen Öğrenci Kurultayı’nın genel havası bir kez daha gösterdi ki politik olarak kritik bir noktada bulunan bizler siyasal bir mücadelenin özneleriyiz. Dolayısıyla da toplumsal sorunları, kentlerin sermayenin çıkarları için yeniden ve yeniden üretilmesini, kapitalizmin kent mekânını sermayenin birikim süreçlerinde ana eleman olarak kullanmasını, ne eğitim pratiklerimizden ne de meslek alanlarımızdan ayrı düşünebiliriz. İşte Öğrenci Kurultayı açısından temel kazanım da bu oldu. İzmir Kültürpark mücadelesinin konu edildiği sırada, üniversite eğitiminde onca sorunla karşı karşıya olmasına rağmen öğrencilerin uzunca bir süre alkışlarını devam ettirmesi ve Kültürpark’ı savunduğu için sürgün edilen şehir plancısı Özlem Şenyol Kocaer’e sahip çıkıp selam yollaması bize umut verdi. İnsanlar da dâhil onlarca canlıya yaşama ve nefes alma imkânı sunan, Ankara’nın en önemli temiz hava koridorlarından Eymir Gölü ve ODTÜ ormanı, Gökçek’in ve sermaye çevrelerinin baskısı altında imara açılmak istenirken ODTÜ yolunun bir kent suçu olduğunu anlatan Öğrenci Komisyonları bize umut verdi. Planlamanın tepeden inmeci bakış açılarıyla değil ama bir parçası olduğumuz ve halkın yararı için üretildiği zaman ancak mesleklerimizi gerçek anlamıyla yapabileceğimizi anlatan öğrenci arkadaşlarımız bize umut verdi.

En önemlisi “taşra üniversiteleri” olarak nitelendirilen ve bu tarz buluşmalar, organizasyonlar dışında pek de uğramadığımız üniversitelerden gelen dostlarımızla birlikte sohbetlerimizde, fikirsel paylaşımlarımızda gördük ki bizler daha iyi bir yönetimi, daha iyi bir toplumsal sistemi, bizleri giderek ayrıştırmaya çalışan bir sisteme karşı birlikte inşa edeceğiz. Farklı bakış ve tartışmalara sahip planlama öğrencileri olarak Öğrenci Komisyonlarında ve meslek örgütlülüğünde tartışma kültürünü aşılayarak, birbirimizi dinleyerek ve bu yolla da kendimizi ve kentimizi dönüştürerek/değiştirerek yeni bir dünyayı birlikte kurabileceğiz.

Murat Yıldız
Şehir Plancısı

*ŞPO Öğrenci Komisyonu Öğrenci Kurultayı çağrı videosu


Spread the love