Soma’dan önce ve Soma’dan sonra mühendis olmak – Mehmet Makar
Spread the love

“Yük taşıyan bir hayvan huysuzlanıp gitmezse, sahibi döver onu. Ama ne kadar döverse dövsün hayvanı yaralamak, sakat bırakmak, öldürmek gelmez içinden. İşte böyle sakınmalardan bile uzaktık ‘’mükellefiyette’’ biz. Bir hayvan bir eşya kadar değerimiz yoktu nedense! Ayağı kırılan bir ocak katırı, yiten bir kazma, bizlerin ölümünden daha çok üzerdi başımızdakileri. Çünkü ocakta çalışan katır az bulunuyordu. Kazma, kürek belli sayıdaydı. Ama bize gelince, karıncalar kadar çoktuk BİZ…’’

Yukarıdaki sözler yalnızca bir romandan alıntı değil. Zonguldak kömür ocaklarında mükellefiyet(1)yüzünden zorla çalıştırılan madencilerin yazar İrfan Yalçın’a birebir aktardığı sözler bunlar. İnsana verilen değerin bir kazmaya, katıra verilen değerden daha az olan zamanları anlatır yazar ‘Ölümün Ağzı’ romanında. 20. yy başlarında Zonguldak’ta köle gibi, zorla madenlerde çalıştırılan madencilerden, 21. yy başlarında Soma’da bile bile ölüme gönderilen 301 madenciye “ölümden öte değişen” bir şeyin olmadığını bir kez daha kötü bir şekilde öğrenmiş olduk.

Mükellefiyetten Soma’ya yaklaşık yüz yıllık süreçte mühendislik alanında yaşanan gelişmelere bakarsak Soma başta olmak üzere birçok kazanın/katliamın önüne rahatlıkla geçebileceğimizi görebiliriz. Madenciler bilir ki, madencilik salt ayakta(2) üretilen kömürden ibaret değildir. Madencilik bir proje, bir bütünsellik işidir. Kuyuya vurulan ilk kazmadan sürülen galerilere, çıkılan baş yukarılara, döşenen raylara, üretilecek olan her bir ton kömür başına çıkacak olan gaz gelirine göre verilecek olan havaya, ayakta çalışacak olan işçi sayısına kadar bütün hazırlık ve üretim süreçleri hesaplanarak, planlanarak termin(3) edilir.

Soma’da yalnızca planlanan proje ile üretim arasındaki farka bakılarak yukarıda bahsedilen proje bütünlüğünden ne kadar uzaklaşıldığı görülebilir. Mart 2017 yılında üretilmesi planlanan 15 milyon ton kömürün 14 milyon 800 bininin Nisan 2014 tarihine kadar üretildiği tespit edilmiştir. Daha fazla üretim demek daha fazla gaz geliri, daha fazla işçi demektir. Daha fazla gaz geliri ve daha fazla işçi demek de daha fazla temiz hava ihtiyacı demektir. Yeraltı kömür madenciliğinde güvenli bir üretimin en temel etkenlerinden birisi doğru bir havalandırma sisteminin seçilmesidir. Soma katliamına ilişkin bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi projede yapılan üretim artışlarını karşılayacak yeterli ve güvenli bir havalandırma sistemine geçilmediği, eski havalandırma projesi üzerinden ocağın havalandırmasına devam edildiği görülmüştür(4). Yani kazaya davetiye çıkarılmış, kaza bağıra bağıra geliyorum demiştir.

Soma; mühendisler için bir milat!
Maden mühendislerini diğer mühendislerden ayıran en belirgin özellik işçilerle birlikte içinde bulundukları yeraltı kardeşliğidir. Maden mühendisleri diğer işçilerle ocaklarda, yeraltında sadece ekmeklerini paylaşmazlar, ‘yeri geldiğinde’ ölümü de paylaşır. Beraber güler, beraber ağlar ve Soma’da da olduğu gibi beraber ölürler.

Ülkede yaşanan neoliberal saldırganlık ve çalışma yaşamının artık en temel sorunu haline gelen güvencesizlik mühendislerin de en temel sorunları haline gelmiştir. Madencilikte dünyanın önde gelen ülkelerinde maden mühendisliği bölümleri teker teker kapatılırken ülkemizde maden mühendisliği bölümlerinin kontenjanları sürekli arttırılmıştır. Yeni açılan bölümlerin çoğunda akademik kadro yetersizliği nedeniyle madencilik bilim ve tekniğinin uygulanması için alınması gereken temel derslerin bile seçmeli okutulması ya da hiç verilmemesi sorunları yaşanmaktadır. Mezun olan maden mühendisi sayılarının arttırılmasının yanında kamunun elindeki madenlerin de özelleştirilmesiyle birlikte maden mühendislerinin yaşadığı işsizlik oranları çalışan maden mühendisi oranını geçmiş durumdadır.

Mühendislik bilim ve tekniğinden, sorumluluğundan uzaklaşmanın sonucu Soma’dır, Ermenek’tir
Sonuç olarak; maden mühendisleri bir yanda maden ocaklarında güvenli bir üretim için çaba harcarken diğer yanda düşük ücretler, yüksek çalışma saatleri ve geleceksizlik/güvencesizlik sarmalı içinde yaşam kavgası vermeye çalışmaktadır. Hiçbir güvenceye sahip olmadan, işsiz kalma korkusuyla çalışan mühendislerin iş yerlerinde yönetim tarafından gelen baskılara boyun eğerek yapmaları gereken teknik çalışmaları tam olarak yerine getir(e)memeleri kazalara davetiye çıkarmaktadır. Ancak biz mühendislerin bundan sonraki iş yaşamında işsizlik kaygısıyla, işveren baskısıyla yerine getirmediğimiz, görmezden geldiğimiz her bir önlemin yeni Somalara, Ermeneklere ve Karadonlara yol açacağını bilerek sorumluluklarımızı bilim ve tekniğin çizdiği yoldan ayrılmadan mühendislik etiği çerçevesinde yerine getirmekten başka çaresi yoktur.
Madencinin feneri sönmeyecek!

Mehmet MAKAR
Maden Mühendisi

(1)Mükellefiyet; Zonguldak kömür ocaklarında madencilerin çıkarılan yasalarla jandarma zoruyla madenlerde çalıştırılmalarına neden olan yasalara verilen isimdir
(2)Ayak: Yeraltında kömürün kazılarak çıkarıldığı yer
(3)Termin: Projenin zamansal olarak planlanması
(4)Yazının ana konusu Soma faciasının teknik olarak incelenmesi olmayıp, proje de yapılan hatalara değinmek için bir örnek olarak havalandırma sistemi verilmiştir.

politeknik.org.tr


Spread the love