Nükleer Silahlara da, Santrallara da Hayır!
Spread the love

Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombasının yıl dönümünde İstanbul NKP bugün (6 Ağustos Çarşamba) basın açıklaması yaptı. Galatasay Lisesi önünde, saat 11:00’da yapılan açıklama,İstanbul NKP adına Küçükçekmece Sinoplular Derneği’nden Adnan Çakar’ın yaptığı konuşmanın ardından TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Tores Dinçöz’ün basın açıklamasını okumasıyla son buldu.
Basın Açıklaması Metni:

Nükleer Silahlara da, Santrallara da Hayır!

63 yıl önce bugün Hiroşima‘ya 15.000 ton patlayıcı gücüne sahip bir atom bombası atıldı. Üç gün sonrasında ise bu sefer Nagasaki‘ye 22.000 ton patlayıcı gücüne sahip bir bomba atıldı. Bu bombalar bir yıl içerisinde 210 bin kişinin ölümüne sebep oldu. Beş yıl sonra bombaların etkileri sonucu ölenlerin sayısı 350 bini bulmuştu. Radyasyon nedeniyle toprağın ve suların zehirlenmesi sonucunda bölgedeki canlı hayatı yok oldu ve etkileri nesiller boyu sürdü. Bugün hala bölgede çok sayıda kanser vakası görülüyor.

50 milyon insanın ölümüyle 35 milyon insanın sakat kalması ile sonuçlanan 2. Dünya Savaşı ayıbı içinde, Hiroşima ve Nagasaki ayrı bir trajedi olarak yer alıyor.

Geçen 62 yıla baktığımızda değişen bir şey olmadı. Bugün nükleer silah sahibi devletler silahlarını azaltmak yerine daha çok silahlanma yoluna gidiyor. Şu anda dünya üzerinde 30 bin adet nükleer silah bulunuyor, bunların 11 bini ABD‘ye 14 bini Rusya‘ya aittir. Diğer nükleer silah sahibi ülkelerse Çin 400, Fransa 350, İngiltere 200 ve Hindistan 35, Pakistan 50 ayrıca İsrail‘de de 200 adet nükleer bomba bulunuyor.

Özellikle 11 Eylül saldırılarının bahane edilmesiyle ABD, Fransa ve İngiltere gibi bazı ülkeler nükleer silahlarını daha etkin bir şekilde kullanabilmek için yeni teknolojiler geliştiriyor. Ayrıca bu ülkeler, nükleer silahlara dair politikalarını bu silahları çatışma halinde istedikleri zaman kullanabilecek biçimde değiştiriyor.

ABD nükleer silahlar için yılda yaklaşık 35 milyar dolar harcıyor, 825 milyon insanın aç kaldığı, yılda 12 milyon çocuğun açlıktan öldüğü bir dünyada 35 milyar doların nükleer silahlara ayrılması, 900 milyon doların silahlanmaya ayrılması yaşam ve ölüm arasındaki tercihlerin ölümden yana kullanıldığını net olarak gösteriyor.

Günümüzde üretilen nükleer silahlar Hiroşima‘nın 13 katını yaratabilecek güce sahip. Bugünkü nüfus yoğunluğu da göz önüne alındığında bu silahların kullanımı milyonlarca insanın ölümüne neden olabilir.

Nükleer silahların yanında nükleer maddeler çeşitli silahların yapımında da kullanılıyor. Vietnam‘da ABD tarafından Saruc gazı, Napalm bombaları ve kimyasal silahlar kullanıldı. Kitle imha silahları bulundurduğu gerekçesiyle Irak‘a saldıran ABD körfez, Afganistan ile Irak‘ta kimyasal silahlar ve seyreltilmiş uranyum kullandı. İşgal sonucunda Afganistan‘da 10 bin; Irak‘ta ise 100 binden fazla sivil öldü.

ABD şu anda kendi toprakları dışında nükleer silah depolayan tek ülke. Çeşitli Avrupa ülkelerinde 480 adet nükleer silahları bulunuyor. Bu silahların 90 tanesi ise Türkiye‘de, İncirlik Üssü‘nde. Ayrıca Avrupa‘nın diğer ülkelerinde bulunan silahların bir bölümünün de ABD tarafından yeni tehdit olarak görülen Ortadoğu‘ya yakınlaştırılması söz konusu. Özellikle İncirlik Üssü ile ilgili alınan Bakanlar Kurulu kararı, bu silahların Türkiye‘ye kaydırılması endişelerini artıyor.

Küresel güvenlik ve bölgesel istikrarı tehlikeye sokan bu tür adımlara karşı hükümeti uyarıyor, daha fazla nükleer silahların sokulmamasını, var olanlarının da derhal çıkarılmasını istiyoruz.

Nükleer gücün zararları sadece bombalar sınırlı değildir, madalyonun diğer yüzünde ise nükleer santralların yarattığı tehlike var. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu‘nun verilerine göre 1944-2001 yıllarında en az bir kişinin yüksek dozda radyasyona maruz kaldığı 420 kaza meydana gelmiştir. Bu kazaların altı tanesi nükleerdir ve en bilineni olan Çernobil‘de, üç milyon insan hayatını yitirmiştir. Bu Hiroşima ve Nagasaki‘de ölenlerin altı katıdır. Bugün hala Çernobil‘in etkileri bölgede sürüyor. Bugün Karadeniz Bölgesi‘nde yaşanan kanser vakalarının kayıtlarının tutulmaması bu konuya karşı hükümetlerin kayıtsız tutumlarını sergiliyor.

Japonya‘da son on yılda meydana gelen sekiz kaza, riskin eski teknoloji ve insan hatası iddialarıyla açıklanamayacağını gösteriyor. Dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde Pazar bulmakta zorlanan nükleer lobi, kırk yıldır açılan tüm ihalelerde başarısız olmuşsa da bugün Türkiye‘yi hedef seçmiştir. 2012-2017 yılları arasında üç nükleer santral kurulması planlanmaktadır. Her bir santralın maliyeti 3- 3,5 milyar dolardır.

Bu kadar pahalı ve riskli bir enerjiye ihtiyacımız yoktur. AKP hükümetin bu lobilere değil halkın sesine kulak vermesini ve ülkemizi herhangi bir nükleer maceradan uzak tutmasını istiyoruz. Türkiye‘nin nükleerden arınmış bir bölge olmasını talep ediyoruz.

Hiroşima ve Nagasaki kurbanlarını andığımız bugün, orada yüz binlerce insanın ölümüne ve canlı hayatın sona ermesine neden olan savaş ve nükleer gücün artık hayatımızda yeri olmadığını bir kez daha dile getiriyor, savaş ve nükleerden arınmış bir dünya istiyoruz. 6 Ağustos 2008

Nükleer Silahlara da Santrallara da Hayır!

İstanbul Nükleer Karşıtı Platform


Spread the love