Maden MO: Enerji alanındaki özelleştirmelere son verilmeli
Spread the love

Orhaneli Termik Santrali, TKİ‘ye ait kömür sahaları ile birlikte özelleştirilmek üzere bugün itibariyle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı‘na devredilmiştir. Soma ve Tunçbilek Termik santrallerinin de devredilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Tüm dünyada enerji alanında yürütülen serbest piyasa uygulamaları sorgulanırken, ülkemizde enerji alanında ki özelleştirmeler tüm hızıyla sürmektedir. 28 Haziran 2012 tarihinde TBMM‘de bir gece operasyonu ile torba yasanın içine termik santrallere kömür sağlayan 2172 sayılı yasa ile devletleştirilen, daha sonra 2840 sayılı yasa ile devlet eliyle işletilecek madenler kapsamına alınan linyit sahalarının, 4046 sayılı özelleştirme yasası kapsamında özelleştirilmesini sağlayan bir hüküm konulmuştur. Yasanın çıkmasıyla birlikte, ülkemizdeki termik santraller kömür sahalarıyla birlikte birer birer özelleştirilmeye başlanmıştır. Seyitömer Termik Santralinin özelleştirilmesiyle başlayan süreç Kangal, Yerköy, Kemerköy ve Yatağan Termik Santrallerinin özelleştirilmesiyle devam etmiştir.

Orhaneli Termik Santraliyle başlayan ikinci dalga Soma ve Tunçbilek santrallerinin özelleştirilmesiyle devam edecektir. Linyit kömürüyle çalıştırılan Orhaneli Termik Santrali tek ünite olup 210 MW kurulu güce sahip olan santrale kömür veren sahalarda yıllık 2,3 milyon ton kömür üretilmekte olup bu sahaların toplam rezervi 105.479.000 ton‘ dur.

Başta enerji alanında olmak üzere diğer sektörlerde de uygulanan neoliberal politikaların ve özelleştirmelerin; işsizliği, pahalılığı ve dışa bağımlılığı artırdığı, sanayileşmeyi engellediği, gelir dağılımını bozduğu, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasının aracı olarak kullanıldığı defalarca görülmüştür. Kamu tekelinin yıkılarak yerine özel tekellerin oluşturulduğu bu sistemde halkımızın ve ülkemizin gelecekte daha ağır bedeller ödeyeceği bilinmelidir. Özelleştirmeler; ekonominin düzelmesine, devletin gelir elde etmesine olanak sunmadığı gibi daha az ve pahalı hizmet, daha fazla külfet ve daha fazla vergi olarak topluma dönmektedir. Tüketiciye daha düşük elektrik faturaları gelmeyeceği de bugüne kadar yapılan uygulamalardan bilinmektedir. Özelleştirmenin kaymağını yerli ya da yabancı sermaye yemektedir. Şimdiye kadar yapılan tüm özelleştirmelerde bunlar yaşanmıştır. Bugüne kadar yaşanan deneyimlerden ders alınarak, merkezi ve stratejik bir planlamayla geleceği kurgulayarak, ülkemizin özgün koşullarına uygun, insan odaklı ve kamu yararı öncelikli enerji politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Günümüzde enerjiye ulaşmak en doğal insani bir ihtiyaçtır. Ekonomik/sosyal kalkınma ve insanca yaşam için; güvenilir, ucuz ve temiz enerji arzı günümüzün en önemli sorunu haline gelmiştir. Elektrik alanında bugüne kadar sürdürülen özelleştirme ve serbest piyasa uygulamaları ülkemizi enerji sıkıntısı ve pahalı elektrik fiyatlarıyla karşı karşıya bırakmıştır.

Enerjinin temel bir insan hakkı olduğunun bilinciyle, kamu çıkarını savunmayı temel ilke olarak gören Odamız, yeraltı-yerüstü kaynaklarımızın talanına, enerji güvenliğimizin yok edilmesine ve ülkemiz enerji sektörünün dış kaynaklara bağımlılığının daha da artmasına yol açacak uygulamalara karşı mücadelesini sürdürmeye kararlıdır. Hükümeti de bu yanlışlıktan dönmeye davet ediyoruz.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

 


Spread the love