Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan Çanakkale Köprüsü bugün açılıyor. “Kuleleri kırmızı beyazlı, 3’üncü ayın 18’ine atfen 318 m yükseklikli, kuleler arası açıklığı ile dünyanın en uzun asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü…” Bu köprü projesi için yıllarca garanti geçiş ücreti ödenecek, şirketler halk tarafından finanse edilecek, kamu ağır bir yük daha üstlenecek. Soyguna
İstanbul’un en önemli meydanları için projeler üretiliyor. Kentsel tasarım projelerinden bazıları yarışma ile bazıları da belediye tarafından doğrudan uygulamaya alınıyor. İstanbul’da merkezi akslardaki meydanların düzenlenmesine gerek olduğu çok açık. Ancak bu kadar önemli odak alanlar tekrar planlanırken işletilen süreçler ve uygulamaların niteliği de tartışma konusu. Beşiktaş Meydanı bu meydanlardan birisi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kabataş ve Fındıklı’nın geleceğini gündemine aldı. İBB, yaptığı anket ile Kabataş için İstanbulluların taleplerini topladı. Aralarında Politeknik’in de yer aldığı meslek insanları, bilim insanları topluluğu ile 15 Eylül’de Kabataş Çalıştayı yaptı. Çalıştayın devam edeceği de belirtildi. Kabataş Martı Projesi’nin yarattığı tahribatın ardından bütünleşik bir kent-kıyı ilişkisini
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘İstanbul Meydanlarına Kavuşuyor’ çalışmasının bir parçası olan Taksim Meydanı Kentsel Tasarım Yarışması sonuçları açıklandı. Taksim Meydanı, Gezi Parkı ve çevresi olmak üzere yaklaşık 160 bin metrekarelik alanı kapsayan uluslararası yarışmaya katılan 146 proje arasından seçilen 3 proje halk oylamasına sunulacak. Kentte yaşayanların, yıllardır türlü müdahalelerle tahrip edilen
Erdoğan’ın ‘asrın projesi’ dediği ve “Dünyada ilk kez uygulanan bir mühendislik çalışması” sözleriyle övdüğü KKTC Deniz Geçiş Hattı’nın tamiratı için açılan ihaleye en iyi teklif, hattı inşa eden Kalyon İnşaat’tan geldi. Yine 21/b maddesi ile açılan ihalenin bedeli 499 milyon lira. Oysa onarılacak hattın maliyeti 630 milyon liraydı. İktidarın ‘asrın
Koronavirüslü günleri yaşıyoruz, salgında hayatta kalmaya çalışıyoruz. Biz hayatta kalmaya çalışırken hiç hız kesmedikleri inşaat, maden vb. yağma projeleriyle pervasızlıklarını bir kez daha gösterdiler. Salda’da, Bursa’da, İzmir’de, Van’da, İstanbul Kuzey Ormanları’nda, Taksim Meydanı’nda inşaat, maden sermayesine can suyu vermek onlar için halk sağlığından önemliydi. Çünkü onların ‘normal’i buydu; talandı, yağmaydı,
Deprem sonrası, panik halinde işyerleri tahliye edildi, çalışanlar apar topar evlerine dağıldı. ‘Evim sağlam mı?’, ‘Deprem anında ne yapmalıyım?’, ‘Eşyalar nasıl sabitlenir?’ gibi sorular şu an hepimizin aklını meşgul ediyor. Bir kısmımız bir sonraki depreme kadar unuttuk bile… Peki işyerlerimiz güvenli mi? Depreme işyerinde yakalanırsak ne yapmalıyız? Deprem de iş
İstanbul, 24 Eylül ve 26 Eylül’de meydana gelen depremlerle sarsıldı. İstanbullular sokağa döküldü, okullar tatil edildi, işyerleri boşaldı. Tedirginlikler, endişeler, meraklar arttı. Depremlerin ardından Marmara Depremi ve geleceği hakkında onlarca şey söylendi, söylenmeye de devam ediyor. Peki neyle karşı karşıyayız, ne yapacağız, İstanbul deprem sınavını nasıl verecek, ne yapıldı, ne
Çanakkale Kirazlı köyü Balaban mevkiinde, Çanakkale halkının içme suyu havzasında, halkın, bilim insanlarının, yerel yönetimin itirazlarına ve devam eden dava sürecine rağmen maden çıkarılması/ayrıştırılması/zenginleştirilmesi için sahada ağaç kıyımı başlatıldı. 195 bin ağaç kesildi. Ruhsatlı maden sahasının ÇED onayı yalnızca maden çıkarma faaliyeti için verilmiş durumda. Maden ruhsatının kapsamı daha sonra
İstanbul’da seçim sona erdi. Saray iktidarının YSK eliyle yaptığı sandık darbesine karşın 23 Haziran’da fark katlandı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı yeniden Ekrem İmamoğlu oldu. İBB’yi, iktidarın tüm çıkar ağlarının finans kaynağına dönüştüren, neredeyse tüm belediye şirketlerinde yolsuzluklar yapan AKP belediyeciliği, kente çok büyük zararlar verdi, kamuya ait olan varlıkları