Mor kurdeleli beyaz baretleri ile kadın mühendis, mimar, şehir plancıları bugün (1.01.2016) Kadıköy, Khalkedon Meydanı’ndaydı. TMMOB’li kadınlar yaptıkları basın açıklamasında “Yeni yıl dileğimiz BARIŞ!” dediler.

Yeni yılın ilk günü TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Kadın Komisyonu çağrısıyla kadınlar Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda barış mücadelesi için bir araya geldi, basın açıklaması yaptı.

TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu adına Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selin Top’un yaptığı açıklamada “sokağa çıkma yasağı” adı altında uygulanan abluka ve sıkıyönetime dikkat çekildi. Yaşanan vahşetin 90’lı yıllarda yaşanan katliam ve hak ihlallerinin ötesinde olduğu belirtilirken, “Ölü bedeni sokak ortasında günlerce bekleyen kadınlar, bedeni çürümesin diye dondurucuya kaldırılan çocuklar, henüz anne karnında öldürülen, sadece 3 aylıkken kurşunla öldürülen bebekler! Devlet tarafından öldürüldükten sonra cenazesi çıplak olarak teşhir edilen Ekin Wan, öldürüldükten sonra zırhlı bir aracın arkasında sürüklenen insanlık, Hacı Lokman Birlik. Ne yazık ki bu yaşananlar, distopik bir film senaryosu değil, 2015 yılında aklımıza, vicdanımıza, insanlığımıza anlatamadığımız gerçeklerin sadece birkaç örneğidir.” denildi.

TMMOB’li kadınlar açıklamada ayrıca 7-Haziran-1Kasım seçimleri arasında Kürtlere karşı topyekün savaş ilan eden AKP’nin savaşını sürdürdüğü, 10 Ekim katliamının bu savaşın tüm Türkiye halklarına karşı yapıldığının kanlı bir göstergesi olduğu, 7 il, 17 ilçede sıkı yönetim uygulandığı ve insanların, tüm canlıların, doğanın, tarihin katlediliyor olduğu ifade edildi. Operasyonlarda hepsi sivil, 138 erkek, 36 kadın, 45 çocuk ve 2 bebeğin öldüğü kaydedildi ve katliama ortak olmamak için sessiz kalınmaması çağrısı yapıldı.

Basın açıklamasına Barış İçin Kadın Girişimi ve geçtiğimiz yıl başını direnişle selamlayan Maltepe Direnişi’nden kadınlar da destek verdi.

Açıklamanın sonunda TMMOB’li kadınlar barış taleplerinin oluğu dövizleri meydandaki yılbaşı süslemesine astı.

Açıklamanın tam metni şu şekilde:

Yeni yıl dileğimiz BARIŞ!

Ülkemizin doğusunda, Kürt illerinde “sokağa çıkma yasağı” adı altında, Saray’ın ve AKP hükümetinin uyguladığı abluka ve sıkıyönetim koşullarında yaşanan insanlık dramına seyirci kalmamak ve tepkimizi göstermek amacıyla bugün, yılın ilk gününde bir araya geldik.

Şu anda 90’lı yıllarda yaşanan katliamların ve insan hakları ihlallerinin ötesine gecen bir vahşetle karşı karşıyayız. Ölü bedeni sokak ortasında günlerce bekleyen kadınlar, bedeni çürümesin diye dondurucuya kaldırılan çocuklar, henüz anne karnında öldürülen, sadece 3 aylıkken kurşunla öldürülen bebekler! Devlet tarafından öldürüldükten sonra cenazesi çıplak olarak teşhir edilen Ekin Wan, öldürüldükten sonra zırhlı bir aracın arkasında sürüklenen insanlık, Hacı Lokman Birlik. Ne yazık ki bu yaşananlar, distopik bir film senaryosu değil, 2015 yılında aklımıza, vicdanımıza, insanlığımıza anlatamadığımız gerçeklerin sadece birkaç örneğidir.

7 Haziran – 1 Kasım seçimleri arasında Kürt halkına topyekün savaş ilan eden AKP, savaşını sürdürüyor. 10 Ekim katliamı ise bu savaşın aslında tüm Türkiye halklarına karşı yapıldığının kanlı göstergesi. 1 Kasım seçimlerinden hemen ardından başlayan operasyonlarla 7 il, 17 ilçede sıkı yönetim ilan edilerek insanlık katlediliyor. İnsanlar, tüm canlılar, doğa, tarih katlediliyor. Şehirlerde bulunan militanların çökertileceği bahanesi ile Kürt halkına karşı en ağır insanlık suçları işlenmektedir. Eğitim, sağlık ve yaşam hakkı gaspedilmiş, bölgedeki insanlar en temel insani ihtiyaçlarından yoksun olarak açlığa ve ölüme terkedilmiştir. Ne acıdır ki katledilen insanların cenazelerinin kaldırılması hakkı bile askıya alınmış, devletin silahlı güçlerince katledilmiş bir kadının bedeni günlerce yerde bekletilmiştir. “Katil devlet” tanımlamasını kabul etmeyenlere soruyoruz, devlet evinin önünde öldürdüğü bir kadının bedenini günlerce yerden kaldıramayacak kadar güçsüz müdür, yoksa Taybet İnan nezdinde tüm Kürt kadınlarına gözdağı mı vermek istemektedir?

Çökertme adı verilen operasyonların bilançosu hepsi sivil, 138 erkek, 36 kadın, 45 çocuk ve 2 bebektir. Ortada bunca sivil ölüm varken, yandaş basın ülkenin batısının doğusunda yaşanan katliama ses vermemesi için yaşanan vahşeti görmezden gelmiş, insanlık dramına seyirci kalmıştır. Ülkenin doğusu kan ağlarken batısı korku ve yalanlar yaratılarak sessiz ve seyirci kalmaya alıştırılmaktadır. Devlet uydurma senoryolar ile operasyonlar düzenleyerek kadınları katletmektedir.

90’lı yıllarda yaşanan katliamlar ve insan hakları ihlalleri için “olanlardan haberimiz yoktu” “medya göstermiyordu” diyerek günah çıkaranlara bugün daha fazla acının gözlerimiz önünde yaşandığını hatırlatmak istiyoruz, yıllar sonra bugün yaşananlarla ilgili olarak ‘sen üzerine düşeni yaptın mı’ diye soracaklara utanmadan cevap verebilmemiz için, bugün herkes üzerine düşeni yapmalı, sessiz kalarak bu katliama ortak olmamalıdır.

Bizler Kadın Mühendisler, Mimarlar ve Şehir Plancıları olarak, devletten Kürt halkına uyguladığı baskı ve şiddete son vererek, ablukaları kaldırmasını ve barış masasına oturmak için gerekenleri yerine getirmesini, halkın üzerine bomba ve silah yağdırmak yerine, demokrasi gereği diyalog ile çözüm aramasını istiyoruz. Ayrıca, Tahir Elçi’nin katledilmeden önce son konuşmasında dile getirdiği gibi Sur içine ve tarihi yapılara verilen zararın sonlandırılarak, bilinçli bir şekilde uygulanan kültürel soykırım politikasından vazgeçilmesini istiyoruz. Diyarbakır-Sur gibi insanların belleğinde önemli yer tutan alanların insanca ve sağlıklı koşullara kavuşturulması için bazı aklı evvellerin yaptığı gibi TOKİ’yi değil, başta kendimiz gönüllü olmak üzere, tüm Mühendis, Mimar ve Şehir Plancı kadınları, harap edilen kentlerle dayanışmayı örmek için göreve davet ediyoruz.

TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu

Kaynak: TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu, Politeknik