Kentlerin süregelen hızlı büyümesi ve yayılmacı karakteri, ulaşım sistemlerine dair stratejik önemi daha da belirginleştirmektedir. Artan nüfus ve genişleyen kentte, günlük yaşamı sürdürebilmek ve temel ihtiyaçları karşılayabilmek için ulaşım araçlarına ihtiyaç duyulur. Kentsel ulașım planlarının temel amaçları ve öncelikleri, ulaşım hizmetinin erişilebilir, konforlu, sağlıklı ve güvenli sağlanmasıdır. Kentliler için sağlıklı,
Mart ayının gelmesiyle Türkiye’de 2024 yerel seçimleri için son düzlüğe girdik. Bu vesileyle son beş yıldır İstanbul’u yöneten -ve dilerim her şeye rağmen önümüzdeki beş yıl daha yönetecek olan- CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kültür politikalarına ve ardı ardına açtığı -önümüzdeki dönem 28 tane daha açacağını müjdelediği (!)- kültür merkezi ve
Kentsel dönüşümün, yapı dönüşümlerinin olmadığı bir kent yok artık ülkede. Yapılar dönüştürülüyor, imara açılan alanlarda yeni yapılar inşa ediliyor, kentlerin silueti hızla değişiyor. Eski yapıların etrafında yıllar içinde oluşmuş yeşil doku, yıllanmış ağaçlar kentsel dönüşüm zorbalığıyla yok ediliyor. Kent fizik mekanı; doğal, kültürel, tarihi, sosyal ve yapay ögeleri içinde barındıran
Türkiye su varlıkları konusunda her yıl daha fazla sorun yaşayan ülkelerden biri. İklim kriziyle birlikte artan kuraklık, su varlıklarının tahrip edilmesi, yapılaşma/sanayi/madencilik/enerji projeleri nedeniyle oluşan kirlilikler temiz suya erişimi zorlaştırıyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılı itibarıyla belediyeler su varlıklarından 6,7 milyar m3 su çekti. Suyun %43’ü barajlardan, %29,1’i kuyulardan, %16,5’i
Yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Kentlerin ciddi ve derinleşen sorunları var ve bu sorunlar toplumsal iyilik halini, kentlerde yaşayanların sağlığını etkiliyor. Rejimini, ekonomisini inşaat sektörüne dayamış bir ülkede yerel yönetimler de/kent politikaları da bu eksende şekilleniyor. Yerel seçimler ülkedeki siyasi kapışmanın ve kutuplaşmanın bir aşamasına dönüşüyor. Bu gerçek ne yazık ki
6 Şubat Depremleri’nin yıldönümünde Politeknik ekibi olarak gözlem yapabilmek, depremzedelerle dayanışmak için Hatay’daydık. Hatay’da geçen bir yıla rağmen özellikle Antakya, Defne ve Samandağ ilçeleri hala enkazlarla çevrili durumda. Hatay halkı devasa yıkımın içinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Hataylılar için barınma büyük bir sorun. Geçici barınma alanları nitelikli olmadığı gibi yetersiz de.
İstanbul 11. İdare Mahkemesi Kanal İstanbul Yenişehir Rezerv Yapı Alanı 1. Etabı için hazırlanan imar planını iptal etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davada İstanbul 11. İdare Mahkemesi Kanal İstanbul Projesi kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Yenişehir Rezerv Yapı Alanı 1. Etabı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli
6 Şubat Maraş Depremleri’nin üzerinden 1 yıl geçti. Deprem güvenli kentler, deprem güvenli yapılar tesis edilmediği için her büyük deprem gibi Maraş depremi de afete dönüştü. Acılarla, sorunlarla geçen bir yılda ne güvenli barınma alanları kurulabildi, ne eğitim, sağlık hizmetleri devreye girdi, ne de sosyal kültürel ihtiyaçlar karşılandı. Özellikle depremde
İstanbul Planlama Ajansı, kentsel dönüşüm yasasındaki yeni değişikliklerle ilgili rapor hazırladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İstanbul Planlama Ajansı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun değişikliği ile ilgili rapor hazırladı. Şehir Plancılarından alınan görüşlerle birlikte
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM’de görüşülüyor.* Yasayla birlikte 16 Ekim’de kurulan “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı”nın tanımı ve yetkileri belirleniyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı altında çalışacak bu başkanlığa “rezerv yapı alanı ilan etme yetkisi” ve
Tüm katmanlarıyla yaralanmış bir şehir… Yerel halkın kendini ve şehrini onarma, kaybettiklerinin ve şehrinin yasını tutma ihtiyacı, hayranlık uyandıran bir aidiyet ve sahiplenme hissi… Belgeselci İmre Azem’in 17-24 Nisan’da, onlarca Hataylıyla görüşerek, Hatay’ı anlamak ve anlatmak için yaptığı “Hatay: 17-24 Nisan 2023” adlı filme bağlanıyoruz. Belgesel için tıklayınız. 6 Şubat
İstanbul Üsküdar’da kamusal alanı işgal eden kafelerin yıkımı esnasında kafe sahipleri İBB İmar Müdürü şehir plancısı Ramazan Gülten’i darp etti. Şehir PLancıları Odası İstanbul Şubesi saldırıyı kınadı. İstanbul’da AKP döneminde özellikle kıyılardaki kamusal alanlar yandaşlara verildi, kıyı hattında kaçak işletmeler yaygınlaştı. İBB kamusal alanlardaki işgalleri kaldırmak için Üsküdar kıyısında bir
Şehir Plancıları Odası, seçimlere giden meslektaşlarının yaşadığı sıkıntıları, yaşam alanlarında/kentlerde derinleşen sorunları gündeme getirerek çözüm önerilerini sıraladı. Türkiye seçime giderken meslek insanları, kentliler her alanda fazlaca sorunlarla boğuşuyor. Şehir Plancıları Odası seçimler yaklaşırken meslektaşlarının, kentlerin, yaşam alanlarının sorunlarını ele alarak ‘Seçimler Öncesinde Söylenecek Çok Sözümüz Var!’ başlığıyla bir rapor yayımladı. Plancılar
Politeknik’in mimarlık ve planlama öğrencileriyle yaptığı ‘Atölye Poli: Eskiz Atölyesi | Kadıköy Apartmanları’nda üretilen eskizler online sergiye dönüştürüldü. ‘Kadıköy Apartmanları’ temasıyla 13-27 Kasım 2022 tarihlerinde İstanbul’da mimarlık ve planlama öğrencileriyle Müze Gazhane İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Atölye Poli: Eskiz Atölyesi’nde üretilen eskizler online sergiye dönüştürüldü. 14 öğrencinin katıldığı atölyede öğrenciler İstanbul’un kimliğini,
Seçime gidiyoruz, Temel yaşamsal ihtiyaçlara ulaşmanın zorlaştığı, ekonominin çöktüğü, TÜİK tarafından ‘ayarlanan’ enflasyonda dahi dünyada liste başına yerleştiğimiz ortamda. Hayat pahalılığı karşısında hızla yoksullaştığımız, buna karşılık patronların karını katladığı, vergi teşvikleriyle palazlandıkları bir ortamda. Meslek itibarımızın yok edildiği, emeğimizin değersizleştirildiği, yeni mezun genç meslektaşlarımızın mühendis mimar şehir plancıları asgari ücretinin
Kahramanmaraş depremlerinin ardından mühendisler, mimarlar, plancılar yapıları yok olan müteahhitlerin kayıtlarını tuttu. Kahramanmaraş depremleri ile birlikte 11 ilde binlerce yapı yok oldu. Depremin ardından mühendisler, mimarlar, plancılar yıkılan yapıların müteahhitlerini belgelemek, sorumluları listelemek için çalışma başlatmıştı. Sosyal medyada başlatılan ve Politeknik’in katkılarıyla genişleyen listenin son hali şöyle: Yapı imalat sürecinde
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen önce Mw: 7,7 ve ardından Mw: 7,6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldık. 11 ilimizde büyük bir yıkım yaşanırken yaklaşık 200.000 bina yok oldu. 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ ve 30 Ekim 2020 tarihinde Sisam Adası depremlerinde meydana gelen yıkımlar sonrası önerilen ‘’Fay Yasası’’, 6 Şubat 2023
6 Şubat tarihli Kahramanmaraş depremlerinin ardından yaşananlar; kentler, yapılar, binalar ve yerleşim alanları hakkında bir çok soruyu ve problemi gündeme taşıdı. İmar yönetmelikleri, zemin analizleri, kentsel planlama ilkelerinden başlayarak yapıların imalat süreçlerine kadar meslek insanlarının gözetiminden geçen bu süreç nasıl ve neden olması gerektiği gibi işlemiyor? Kentleri planlayan, yapıları tasarlayan,
Depremin ardından milyonlarca insan yaşadığı konutları sorguluyor. Deprem bekleyen İstanbul’da halkın tedirginliği de, çare arayışı da hızlanıyor. AKP iktidarı 20 yılda, Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen yapıların deprem güvenliğini sağlamadı. Deprem gündemini kentlerde rantı yüksek yerleşim alanlarında inşaat patronlarına rant yaratacak biçimde kullandı. İstanbul’da milyonlarca insan deprem güvenliği olmayan