Dikmen Vadisi halkı, Gökçek’in son icadı Vadi’yi ihaleyle satma projesine karşı 27 Kasım’daki ihale öncesi bir araya geldi

Dikmen Vadisi halkı 27 Kasım’da gerçekleşecek ihale öncesi Barınma Hakkı Bürosu’nda bir araya geldi. Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Genel Başkanı Orhan Sarıaltun, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve ŞPO Yönetim Kurulu üyesi Esra Oğuz’un da katıldığı basın toplantısında direnişin devam edeceği vurgusu yapılarak ihale sürecinden ve Gökçek’in bu yeni icadına karşı neler yapılabileceğinden bahsedildi.

Toplantıda ilk sözü ŞPO Genel Başkanı Orhan Sarıaltun aldı. Sarıaltun, Gökçek’in türlü girişimlerinin Vadi’yi yıkmakta işe yaramadığını şimdi de sürecin özel sektöre devredildiğini belirtti. Hukuki mücadelenin sürdüğünü ifade eden Sarıaltun, Gökçek’in Vadi’yi üzerindeki bütün canlı varlıklarıyla satışa çıkarmanın insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Hukuki anlamda ayıplı bir satış sürecine girmeyi planlayan Gökçek’e karşı güçlü bir direnişin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Sarıaltun, ŞPO’nun da bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini açıkladı.

“Vadi’yi savaş vadisine çevirdiler”
Sarıaltun’un ardından Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Karakuş Candan söz aldı. Candan AKP hükümetinin bir savaş sürdürdüğünü ve bu savaşın en önemli aktörlerinin de kent mücadelelerini yükseltenler olduğunu ifade etti. Topyekun satışın uluslararası alanda da Türkiye’deki teamüllere göre de mümkün olmadığını söyleyen Candan, Dikmen Vadisi’nin Gökçek’in türlü girişimleriyle savaş vadisine dönüştürüldüğünün altını çizdi. Candan ayrıca bu mücadelenin sadece Vadi halkının değil Ankara halkının mücadelesi olduğunu belirterek, Vadi’nin temizliği, bakımı ve onarımının gerçekleştirilerek Vadi’yi yaşanabilir bir alana çevirmenin zorunluluğunu anlattı. Bu noktada Mimarlar Odası Ankara Şube’nin yapabileceği her şeyi yapacağını ifade etti.

ŞPO Yönetim Kurulu üyesi Esra Oğuz da Vadi’ye yaşanan süreci Yırca’da yaşananlara benzettiğini aktararak Gökçek’in sorumluluktan kaçtığını söyledi. Satışa karşı yapılabilecekler noktasında satış sürecinin özellikle kamuoyunun gündemine aktarılmasının önemini vurgulayan Oğuz, sorunun sadece Vadi halkının barınma sorunu olmadığını, Ankara halkında da konu ile ilgili duyarlılık yaratılması gerektiğini aktardı.

Direniş devam edecek
Son olarak sözü Barınma Hakkı Bürosu temsilcisi Tarık Çalışkan aldı. Çalışkan, “Bu ülke bizim. Bu Vadi bizim ve burayı hep birlikte korumalıyız” sözleriyle konuşmasına başladı. Vadi’nin kazanmak zorunda olduğunu ifade eden Çalışkan “Biz bu satışa izin vermeyeceğiz. O ihaleyi yaptırmayacağız” diyerek direnişin devam edeceğini vurguladı. Çalışkan sözlerini “Bize yaşam hakkı tanımayanlara Vadi’de yaşam hakkı tanımayacağız” diyerek tamamladı.

Açıklamanın ardından Barınma Hakkı Bürosu’nun önünde ortak sofra kuruldu.

Kaynak: Sendika.Org/Ankara