Çevre mühendisi Uğur Çetin ile söyleşi: “Gerze’de kafes balıkçılığı yaptırmayacağız!” – (Sendika.Org)
Spread the love

Sinop’un Gerze ilçesi ile Samsun arasında kurulmak istenen balık çiftlikleri ve buna karşı yürütülen mücadele süreci ile ilgili Çevre Mühendisi Uğur Çetin ile konuştuk. Balık çiftliklerinin denizi kirlettiğini ve deniz canlılarına zarar verdiğini belirten Çetin, Gerze halkının kafes balıkçılığını istemediğini ve bu projeyi engelleyeceklerini söyledi

Sinop’un Gerze ilçesi ile Samsun’un Yakakent ilçesi arasına denizde kurulmak istenen balık çiftliklerini (kafes balıkçılığı) ve Gerze’de buna karşı yürütülen mücadeleyi Gerze Belediyesi’nde görevli Çevre Mühendisi Uğur Çetin ile konuştuk.

Kafes balıkçılığının denizi kirlettiğini ve deniz canlılarına zarar verdiğini söyleyen Çetin, Gerze halkının da projeye tepkili olduğunu belirtti. Çetin, daha önce termik santrale karşı mücadele eden ve projeyi durduran Gerzeliler ile mücadeleye devam edeceklerini ve Gerze’de kafes balıkçılığı yaptırmayacaklarını belirtti.

Öncelikle kafes balıkçılığı hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye’de kafes balıkçılığı denizlerimizde yapılıyor. Avrupa’da 2010 yılında durdurulan bu modelleme Türkiye’de devam ettiriliyor. Avrupa’nın eskimiş teknolojisi bize dayatılıyor diye düşünüyorum. Kafes balıkçılığı ile ilgili bilgi sahibi olmamız 2010 yılına tekabül ediyor. Bu bölgede araştırma yapmak istediler. Belirli derinliklerde belirli koordinat çalışmaları yapmak istediklerini, bu koordinat çalışmalarının kafes balıkçılığı olduğunu söylediler bize. Belediye olarak biz de uygun olmayacağı yönünde görüşler belirttik. 2013 yılında yine bir girişim oldu, biz yine uygun olmayacağını belirttik.

2017’nin sonlarında gerek yönetmeliklerdeki değişiklikler ve kanunlardaki boşluklardan yararlanarak bunu bir bakanlık yatırımı haline getirip Samsun (Yakakent) ile Sinop (Gerze) arasında birinci potansiyel alan ve ikinci potansiyel alan olarak iki alan belirlediler.

Yasal boşluklardan yararlanan firmalar ÇED gerekli değildir kararı aldırıyor

Gerze’deki alan yaklaşık 25 km mesafeden başlıyor. Yenikent burnu ile Sinop arası bir alan. Yaklaşık olarak 35 tane parsel. Bir parselin büyüklüğü 30.000 metrekare. Toplam 1 milyon metrekare alana Gökkuşağı alabalıkların üretilmesi ile ilgili kafesler yapılacak. Bununla ilgili yasal boşluklardan yararlanarak ÇED gerekli değildir diye karar aldırmış firmalar var.

Kafes balıkçılığının denizde, doğada ve insanlar üzerinde nasıl bir etkisi var?

Kafes balıkçılığı standartlara uygun yapıldığı takdirde doğada bir zararı olduğunu düşünmüyorum. Ancak denizde zararı var. Bir kere kafes balıkçılığının yeri asla deniz olmamalıdır. Deniz suyu olabilir ama deniz olmamalıdır. Çünkü kafes balıkçılığında balıkların büyüyebilmesi için yemleme yapılıyor.

Yemleme denizdeki doğal ortama bırakılıyor. Bu yemin en fazla yüzde 20’sini kültür balıkları tüketebiliyor. Geri kalan yüzde atmışı civardaki yabani balıklara dağılıyor, yüzde yirmilik bir kısmı da deniz dibine yani kafeslerin bulunduğu ortama çöküyor. Yaptığım araştırmalara göre bu balıklar birlikte yaşadığı için ve çok yoğun yaşadığı için senede ortalama on kez hastalık geçiriyor. Dolayısıyla yoğun bir şekilde bu balıklara yemlerle birlikte antibiyotik kullanılıyor. Bu antibiyotikler de aynı oranda denizin dibine çökeliyor.

Deniz zamanlar ölü bir göl haline geliyor

Daha da önemlisi doğada doğal olarak yaşayan balıkların hiçbir hastalığı yokken denizde yüzen antibiyotikleri absorbe ediyorlar ve bu balıklarda deformasyonlara sebep oluyor. Bu çökelmelerle birlikte aynı zamanda kafeslerde hastalık sonucu ölen balıklar da dibe çöktüğü zaman dipte yoğun bir azot ve fosfor birikimi oluyor. Bu yoğun azot ve fosfor denizin dibindeki balıklar için gerekli olan çözünmüş oksijeni hızla tüketiyor. Dolayısıyla zamanla denizi ölü bir göl haline getiriyor. Buna ekoloji biliminde ötrofikasyon deniyor. Burayı seçmelerindeki en büyük neden de bu. Karadeniz suyunun temiz olması. Akdeniz’de Ege’de tüm koyları kirlettiler. Kirli denizde balık üretemezsiniz kesinlikle.

O halde bu proje Gerze’nin turizmini ve Gerzelileri de etkileyecek…

Tabii ki etkileyecek. Gerze uluslararası Cittaslow (Sakin şehir, yavaş şehir) diye tabir edilen sakin şehirler ağına dahil bir ilçe. Yavaş şehir uygunluk kriterlerinin en başında çevresel kriterler gelir. Çevresel kriterlerde sizden istedikleri en önemli şey havanızın, denizinizin, suyunuzun temiz olmasıdır. Bir diğer kriter turizm. Turizmde sahil yerleşim birimiyseniz en baştaki kriter mavi bayraktır.

Proje mantar hastalığının yayılmasına neden olacak

Doğanız temiz. Gerze belediyesi olarak kanalizasyonları arıtma tesisi ihalesi yapıldı. Denizi kirleten hiçbir unsur yok. Mavi bayrak için tüm şartlar mevcut. Ve boylu boyunca Sinop burnundan Yenikent burnuna kadar her taraf kafes olacak. Böyle bir durumda turizmden bahsedemezsiniz. Çevresel kirlilikten dolayı da su kalitesinden bahsedemezsiniz. Çünkü deniz suyundaki çözülmüş oksijen miktarının azalması özellikle koli basili ve koliform bakterilerinin çok fazla üremesine sebep olur. Bu da halk dilinde mantar denilen deri hastalıklarının yaygınlaşmasına sebep olur. Dolayısı ile turizm tamamı ile bitecektir.

Kafes balıkçılığına karşı şu ana kadar nasıl bir mücadele süreci izlendi? Gerze halkının bu projeye tepkisi nasıldı?

2010 yılından beri Gerze belediyesi olarak bu projeye yasal mercilerde her türlü tepkiyi verdik. Dik bir duruş sergilediğimizi düşünüyorum. Çevresel Etki Değerlendirme kararlarına yasal süreci içerisinde itirazlarda bulunduk. Samsun Bölge İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma konusunda dava açtık.

Termiğe izin vermeyen Gerzeliler mücadeleye devam ediyor

Burada daha önce termik santrale karşı çevre mücadelesini kazanmış Yeşil Gerze Çevre Platformu yeniden aktifleşti. Platformun üyeleri ve balıkçılarla birlikte toplantılar düzenlendi. Halkı bilgilendirmek amaçlı halk toplantıları düzenlendi. El broşürleri dağıtımları yapıldı, pankartlar bastırıldı. Sinop Nükleer Karşıtı Platformun, kardeş platformların destekleri ile süreç yürütülüyor. Siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri destek veriyor. Yavaş şehir temsilcileri ile, çevre hukukçuları ile bir araya geldik. Haftalık toplantılarımız düzenli olarak devam ediyor. Duyarlı yurttaşlarımızın fikirleri, görüşleri çok önemli. Şu an yasal süreçte mahkemenin alanda keşif yapmasını bekliyoruz. Şu anki süreçte yapılanlar bunlar.

Peki bundan sonra nasıl bir yol izlenecek? Sizce bir sonuç alınabilecek mi?

Yasalara göre umudumuz var. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak karşımızdaki firmalar çok güçlü firmalar. Maalesef böyle bir yatırımı sahiplenen bir bakanlığımız var.

“Mücadeleye yeni başlamış gibi her an tetikteyiz”

Türkiye’de bununla ilgili alınmış emsal kararlar var. Bu yüzden biz mücadeleye yeni başlamış gibi her an tetikte olarak hazır bir şekilde bekleyeceğiz. Her türlü anayasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Eğer olumsuz bir durum yaşanırsa mücadelemizi burada bırakacak değiliz. Bunu hukuki boyutta en üst seviyeye kadar getireceğiz. Bu mücadeleyi bırakmayacağız.

Bu kafesleri Gerze’ye yaptırmayacağız.

Özellikle Avrupa’da denizde değil karada üretime başlanan çevreye ve doğaya zararı olmayan bu tip tesisler mevcut.

Bu konuda herkes bilinçlenmeli. İnsanlar bizim yanımızda olsunlar. Biz gayrimeşru hiçbir şey istemiyoruz. Ama artık yeter yani. Avrupa’nın eskimiş teknolojilerini kullanmaktan yorulduk.

Söyleşi: Akile Yıldırım


Spread the love