Biz ücretli çalışan ve işsiz mühendisler, anlatılmayan hikayeyiz – Volkan Bilgin*
Spread the love

Büyük idealler ve pembe rüyalarla bitirdiğimiz üniversitelerimizin ardından, bize sunulan yaşamın acımasızlığıyla yüzleşiyoruz. Ağır gelen bu yüzleşmeyi taşıyamıyor, bu yükün altında eziliyoruz. Haklarımız alınıyor birer birer. Diplomamızın işlevsizliği yıkıyor hayallerimizi. Hayallerimizle oynanıyor, Hayallerimiz çalınıyor! Giderek çalışacak iş bulamıyor, işsizleşiyor, işçileşiyoruz. Meslek alanlarımız, hatta yaşam alanlarımız daralıyor. Yaşam kaygımız, meslek kaygımızın önüne geçer oldu.

Mesleğimiz itibarsızlaştırılıyor, meslek alanlarımıza müdahalelerde bulunuluyor, mühendislik yetkilerimiz kısıtlanıyor ve aldığımız 4 yıllık eğitim hiçe sayılarak, uzman olmayan kişiler sertifika ile yetkilendirilerek çalışma alanlarımız küçültülüyor…

Yanlış giden bir şey var! Bu yanlışa “dur” demezsek, durmayacaklar!

İçinden geçtiğimiz tarihsel an, düzgün konuşan ya da yazan Harita Mühendisleri kadar, bu konuşmayı ya da yazıyı hayata geçirenlere ihtiyaç duyulan andır. Üye sayısı arttıkça dirsek temasında bulunduğu kitle sayısı gitgide azalan/yok olan bir TMMOB olduğunu, bunun da mesleğimizin ve meslektaşımızın uçuruma yürüyen bir hal aldırttığını görerek, hareket etmenin gerektiğini artık görmemiz gerekiyor. Bunun için şube olarak yaptığımız bütün tartışmalar düne ait olmakla birlikte, bu dönemde alacağımız bütün kararlar yarını etkileyecek kararlardır! Bunun için; attığımız her adımın yan etkisinin ne olduğunu bilerek hareket etmek zorunda olduğumuzun bilincindeyiz.

Bugün, odamıza olan kayıtsızlığımızı sürdürmenin, bir bacağımıza sıkılan kurşunun aynısından diğer bacağımıza da kendimiz tarafından sıkılmaya gideceğinden eminiz. Güvencesizleşmeyi, bu ülkenin yeniden inşası meselesi olarak görmezsek, Mühendislik diye bir şey kalmayacak! Topyekün güvencesizleştirilen bir hayatın içinde, meslek alanlarımızda yapılan “düzenlemeler”le, mesleki yetkilerimizin elimizden birer birer alınmasıyla, ihtiyaç varmış gibi her geçen gün sayısı daha da artan meslektaş adaylarımızla, yaşam alanlarımızın talanıyla, özgürlüklerin kısıtlanmasıyla mücadele etmenin bir yolununda Odamızdan geçtiğini tekrardan hatırlamakta fayda var.

Keşke, ağaçta kalan bir kedi için kurtarma ekiplerinin günlerce uğraştığı bir ülkede yaşasaydık! Ama biz, çalıştığımızın karşılığını dahi alamadığımız, sosyal haklarımızın gasp edildiği, mesleğimizin her geçen gün yok olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Çocukluğumuzun Bayramlarındaki gibi: Odanın Zilini Çalın!

Şubat 2014’te yaptığımız genel kurulumuzdaki mesele sadece tüzük gereği iki yılda bir yapılan Yönetim Kurulu seçme meselesi değildi! Mesele; kimin kazanacağının merak edildiği basit bir matematik meselesi de değildi! Öyle olsaydı 7şer kişilik listelerle “şampiyonlar ligi” kurup, dışarıda maç yapardık! Ama bunun skor tabelasını biz değil, meslek ve yaşam alanlarımıza saldıranlar, yetkilerimizi elimizden alanlar, mesleğimizi ve ülkemizi yaşanamaz hale getirenler tutar.

Mesleğimiz açısından da çok ciddi kırılmalar yaşayacağımız önümüzdeki dönemde, gelenekselleşen mücadele tarzıyla hareket edemeyiz. Mevcut siyasal konjonktür ve haziran isyanının ardından TMMOB, özelinde de odamız kendini yenilemek zorundadır! Türkünün değiştiği bir ortamda, pistte aynı figürlü halayla oynamaya devam edemeyiz, etmemeliyiz! Ülkemizin siyasal konjonktürüne ya da Odamıza yaptığımız her eleştirinin, ancak ve ancak kendi istediklerimizi hayata geçirecek atılımlarda bulunarak dönüştürebiliriz. Bu minvalde üyelerinin yaklaşık %65-70 ini oluşturan ücretli çalışan, işsiz genç mühendisler olarak, odamızın her hücresinde bulunup, kendi haklarında bir mücadele programı çıkartmalı ve bir umut saçmalıyız. Bu bir temenni değil, zorunluluktur!

Bu dergiyi okuyan her üyenin sorumluluğu; TMMOB’yi özelde de odamızı, kendi sorunlarına çözümü kendi üreten ve buna göre hareket edebilecek bir örgüt haline getirebilmektir! Burada ya da bir arkadaş ortamında yazdığımız her yazı ya da yaptığımız her konuşma, aldığımız her karar, hücrelerimize kadar hissettiğimiz, kabul ettiğimiz olgular olmalıdır. Ancak bu dinamik bizi hayallerini kurduğumuz bir yaşamın ve mesleğimizin yanına yürütecektir. Bu yol, 7 kişilik yönetim kuruluyla yürüyerek aşılacak bir yol değildir. Bu bilinçle hareket eden şube yönetimimizin tüm Yönetim Kurulu toplantıları tüm üyelerimize açık bir şekilde yapılmakta, aldığımız ve alacağımız tüm kararların Harita Mühendislerinin ortak kararı olarak hayata geçmektedir.

Mesleğimizin ve ülkemizin kurtuluşunun mitolojik karakterlerin getirmeyeceğini, bunun ancak kendi emeğimizle geleceğini bilmemiz gerekiyor. Alacakaranlık gecelerde Kutup yıldızının yerini hesaplamayı bilen bizler, ülkemizin ve mesleğimizin alacakaranlığa itildiği şu günlerde iyi bir hesapla yönümüzü bulabileceğimize, ülkemizi ve mesleğimizi kurtarabileceğimize inanıyoruz. Yeter ki zilimiz çalsın.

Her hareketin bir hikayesi vardır. Bu hikaye anlatılan ve anlatılmak istenmeyen bölümlerden oluşur. Biz ücretli çalışan ve işsiz mühendisler bu hareketin anlatılmayan hikayesiyiz. Mesleğimizde tüm hikayesi anlatılmayanlar, BİRLEŞİNİZ!

Volkan Bilgin
Harita Mühendisleri Odası Ankara Şubesi YK Üyesi

* Bu yazı, Harita Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin ‘Ankara Ölçeği’ adlı bülteni için kaleme alınmıştır 


Spread the love