Bir garip aşk hikayesi: Binali Yıldırım – Politeknik
Spread the love

AKP iktidarı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Binali Yıldırım ile hazırlanıyor.

Binali Yıldırım’ın adaylık sloganı ise ‘Bir aşk hikayesi: İstanbul’. Bakanlık ve Başbakanlık döneminde altı üstü delik deşik edilen, parkları, ormanları, kıyıları tahrip edilen, kamu varlıkları satılan, havası, suyu kirletilen, kimliği, tarihsel yapıları yok edilen İstanbul bu ‘aşk’tan çok çekti.

Binali Yıldırım, 1994-1999 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri’nde Genel Müdürlük yaptı.

Binali Yıldırım, Kasım 2002 seçimlerinde İstanbul 1. Bölge milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Yıldırım, 2002-2013 ve 2015-2016 arasında 58, 59, 60 ve 61. AKP hükümetlerinde toplam 11 yıl Ulaştırma Bakanlığı yaptı.

Yıldırım, Erdoğan’ın müdahalesiyle AKP genel başkanlığından indirilen Ahmet Davutoğlu’nun yerine Mayıs 2016’da yapılan olağanüstü kongrede partisinin genel başkanı seçilerek 65. AKP hükümetinde 24 Haziran 2018’e kadar başbakanlık yaptı.

Şimdi Binali Yıldırım’ı daha yakından tanıyalım.

HERŞEY İSTANBUL’DA BAŞLADI

Yolsuzlukla geçen İDO görevi

Görevine Erdoğan İBB başkanıyken başlayan Yıldırım’ın İDO Genel Müdürü iken yakınlarına usulsüz büfe kiraladığı iddiaları ortaya çıktı. Akrabalarının sahibi olduğu Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri’nin aldıkları ihaleler müfettiş raporlarıyla da tespit edildi. Bu iddiaların ardından Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından görevden alındı.

Denize ilgi sürekli hale geldi

Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım ve çocukları gemi işiyle uğraşıyor. CHP milletvekillerinin 2016 yılında TBMM’ye taşıdığı bir soru önergesinde Yıldırım Ailesi’nin doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettiği 17 şirketi, 28 gemisi ve 2 süper yatı olduğu belirtildi. Yıldırım ailesinin ticari bağlantıları hakkında soruları cevapsız bırakıldı.

BAKANLIK VE BAŞBAKANLIK DÖNEMİ: HAVADA UÇUŞAN PROJELER, SOYGUN VE KAZALAR

Görev yaptığı dönemlerin ortak özelliği ‘mega’ projelere harcanan milyonlar, şirketlere dağıtılan kamu varlıkları oldu. Bakanlığı döneminde projesi, uygulaması, şartnamelere uygun olmayan, kamusal denetimden kaçırılmış uygulamalar sonucu onlarca yurttaş canından oldu.

Pamukova’nın ‘Bakan’ı

AKP iktidarının altyapı projelerinin başına geçen Binali Yıldırım’ın ilk icraatlarından biri ‘hızlandırılmış tren’ oldu. 2004’te Pamukova’da yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan devreye sokulan hızlandırılmış tren hattında 41 kişi yaşamını yitirdi. Altyapısı yenilenmeden işletme hızı arttırılan ve adına ‘hızlandırılmış tren’ denilen hattın projesinden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım sorumlu idi. Bilim ve meslek insanlarının uyarılarına rağmen seçim malzemesi olarak ‘şov’ için açılan tren hattındaki katliam sonrası Yıldırım sorumluluk kabul etmedi ve de istifasını vermedi.

Çorlu hattı ‘yenilenirken’ Ulaştırma Bakanı

Çorlu’da 2011 yılında mevcut güzergahta hiçbir altyapı değişikliği yapılmadan üst yapı ‘yenilenirken’ Binali Yıldırım yine Ulaştırma Bakanı idi. Uzun yıllar kullanımı aksayan hatta Uzunköprü-Halkalı seferini yapan yolcu treni, Tekirdağ’ın Muratlı ile Çorlu ilçeleri arasındaki Sarılar Mahallesi mevkiinde ray altında meydana gelen göçük nedeniyle raydan çıktı. Kaza sonucunda 360 yolculu trenin beş vagonu devrildi. 24 kişi yaşamını yitirdi, 76 kişi yaralandı. Katliam sonrası ne projenin yapıldığı dönemdeki ne de işletme aşamasındaki asli sorumlular hesap vermedi.

Sinyalizasyonu bitmeyen hattın mimarlarından

Ulaştırma Bakanlığı döneminde inşa edilen Ankara-Konya hızlı tren hattında sinyalizasyon tamamlanmadığı için 13 Aralık 2018’de trenler çarpıştı, 9 kişi yaşamını yitirdi. Ankara Hızlı Tren Garı açılışında, Ankara için ‘YHT başkenti yaptık’ diyen Yıldırım, Pamukova’dan 14 yıl sonra zihniyetinin hiç değişmediğini açıkça ilan etmişti.

Marmaray bilmecesi yıllar sürdü

İstanbul’un bir ucundan diğer ucuna ulaşan Sirkeci-Halkalı banliyö tren hattı 23 Mart 2012 günü son seferini yaparak kapatıldı. 2015’te devreye girmesi gereken 2019 Mart ayında seçimden hemen önce Birleşik Taşımacılık Sendikası’nın tespitlerine göre teknik olarak hazırlıkları tamamlanmadan açıldı.

Binali Yıldırım, Marmaray hattındaki gecikmenin gizlilik arz eden tahkim davası kapsamında olduğunu öne sürdü ve Ulaştırma Bakanlığı döneminde soru önergelerine dahi cevap vermedi. Sirkeci-Halkalı ve Söğütlüçeşme-Gebze arasındaki banliyö hatları, 7 yıl kapalı kaldı, halkın ulaşım hakkı gasp edildi.

YAP-İŞLET-DEVRET SOYGUNU İLE GURUR DUYAN BİNALİ YILDIRIM

Binali Yıldırım’ın 11 yıllık Ulaştırma Bakanlığı ve 2 yıllık Başbakanlığı döneminde milyarlarca dolarlık mega altyapı projeleri ilan edildi. Kamu eliyle, güvenli, düşük maliyetli altyapı projeleri yerine, Yap-İşlet-Devret modeli ile AKP’li inşaat şirketlerine ihaleler dağıtıldı. Cengiz, Kolin, Limak, Kalyon ve MNG dünyanın en fazla kamu ihalesi alan 10 şirketi arasında yer aldı.

Şirketlere aktarılan milyarlar, fahiş geçiş ücretleri

Yap-İşlet-Devret projeleri yıllar sürecek kamu garantileri ile şirketlere kaynak oluştururken Binali Yıldırım ‘cebimizden hiç para çıkmadan’ yaptık yalanını ısrarla söyledi. İstanbul için hazırlanırken de sık sık kullandığı ‘köprü yaptım, yol yaptım, tünel yaptım’ ifadelerini kullandı. Arkasında hesaplaması zor kamu zararları, AKP’li şirketlere aktarılan ihaleler ve fahiş geçiş ücretleri bıraktı.


3. Boğaz Köprüsü

Binali’nin mega projesi 3. Köprü 3,5 milyar dolara mal edildi. ICA şirketi köprüyü 10 yıl işletecek ve belirlenen fahiş geçiş ücretleri nedeniyle astronomic kar edecek. Yıldırım’ın övündüğü proje için şirketlerin tüm konforu da düşünüldü. 3. Köprü için ICA şirketine verilen yıllık araç geçiş garantisi sayısı 49 milyon 275 bin araç. 3. Köprü’den 2018 yılında 13.796.911 araç geçti. Geçiş ücretinin sözleşmede 3 USD + KDV olduğu düşünülünce, 3. Köprü’de, 2018 yılı için eksik kalan 35 milyon 478 bin 89 araç için Hazine’den, yani halkın cebinden şirketlere 628 milyon 771 bin TL çıktı.

Osmangazi Köprüsü

Binali Yıldırım döneminde yapılan diğer bir proje ise Osmangazi Köprüsü. Maliyeti 3,5 milyar dolar, 22 yıl boyunca şirketler işletecek. Yıldırım’ın övündüğü projenin maliyetinin en az 7 katı, halkın cebinden şirketlerin kasasına gidecek. Osmangazi Köprüsü için şirketlere verilen yıllık araç geçiş garanti sayısı 14 milyon 400 bin. 2018 yılında Osmangazi Köprüsü’nden 9 milyon 98 bin 962 araç geçti. Günlük geçiş ücreti 35 USD + KDV olan Osmangazi Köprüsü’nde 2018 yılı için eksik kalan 5 milyon 501 bin 38 araç için Hazine’den, yani halkın cebinden şirketlere ödenen ücret 1 milyar 137 milyon 427 bin 725 TL.

Avrasya Tüneli

İstanbul’da denizaltına karayolu tüneli olarak 1,2 milyar TL’ye inşa edilen Avrasya Tüneli’ni konsorsiyum şirketi ATAŞ 25 yıl işletecek. Avrasya Tüneli’nden 2018 yılında 17,5 milyon araç geçti. Yıllık 25.6 milyon araç geçişi garantisi verildi. Eksik kalan 8,1 milyon araç için 152 milyon TL ödeme yapıldı. Binali Yıldırım ‘İki yakayı bağladık’ dese de özünde halkın cebinden aldıklarını şirketlerin kasasına bağladı. Yıldırım, bu soygunun 2043 yılına kadar devam edeceğine hiç değinmiyor.

KAMU VARLIKLARINI SATIŞA ÇIKARDI

Türk Telekom talanı

Binali Yıldırım, 2005 yılında, ülkenin en fazla kurumlar vergisi ödeyen ve 2,2 milyar TL net karı, 60
bin çalışanı ile Türk Telekom 6 milyar 614 milyon dolara Lübnanlı Hariri ailesinin şirketi Saudi Öger’e satılırken Ulaştırma Bakanı olarak imza töreninde yer aldı. Türk Telekom’un özelleştirilmesi, ülke tarihinin en büyük kamu varlığı talanlarından biri olarak, Binali Yıldırım ise imza törenindeki fotoğrafıyla tarihe geçti.

Şeker fabrikalarını sattı

Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 20 Şubat 2018’de Türkşeker’e ait 14 şeker fabrikasının milyonlarca liralık taşınmazlarıyla birlikte özelleştirileceğini açıkladı. Kamunun ortak varlığı ihale masalarına getirildi. Tarımsal üretim sistematik olarak yok edilirken, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin özelleştirilmesi halkın sağlıklı beslenme hakkının gaspı anlamına da geliyordu. Yıldırım özelleştirmeyi “Devlet artık üretim yapamaz, ticaret yapamaz’’ diyerek savundu.

DOĞAYA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR

Yaptıkları yapacaklarının garantisi

Binali Yıldırım’ın Bakanlık ve Başbakanlık döneminde doğa ve ağaç katliamı da son hız devam etti.
İstanbul’da 3. Havalimanı, 3. Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu, İzmir İstanbul Otoyolu, Karadeniz’de sahil yolu, Zeytin Kanunu başlıca toplu doğa katliamları arasında.

Bugün İstanbul’a yeşil bir kent vaat eden Yıldırım, Bakanlığı döneminde mega yıkım projelerini Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinden muaf tutma kararına imza attı.

Yerel yönetim konuşmalarında sıkça anlattığı 3. Köprü, İstanbul’un nefesi, suyu, yaşam kaynağı olan Kuzey Ormanları üzerine yapıldı. Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte planlanan proje için 3 milyondan fazla ağaç kesildi.

Kuzey Ormanları’nda 3. Havalimanı’nın yapıldığı bölgenin %81’i ormanlık alanlar, % 8’i göller, göletler, dereler ve göl, % 6’sı mera, fundalık, tarım arazisi idi. İstanbul’a nefes ve yaşam veren 3 milyon ağaç yok edildi. Yeniköy, Tayakadın köylülerinin tarım arazileri, mera alanları başta olmak üzere farklı tarımsal niteliği olan toplam 296 hektar arazi yok edildi. Yıldırım, İstanbul adaylığına oy isterken bahsettiği ‘aşk’ ile, İstanbul’un önemli su varlıklarından Terkos Gölü’ne, Alibeyköy Barajı’nı besleyen su varlıklarına zarar verdi.

Karadeniz’in ölüm fermanını imzaladı

Bizzat Yıldırım’ın takip ettiği ve bittikten sonra “Yanlış bir projeydi ama yapmak zorundaydık” dediği Karadeniz Sahil Yolu da doğal kıyı çizgisini talan etti, sahille sahil gerisi arasında set oluşturması itibarıyla bölgede su taşkınlarının felaketlere dönüşmesine yol açtı.

Zeytinliklerin fermanına imza attı

2017 yılında Zeytin Kanunu’nda değişiklik yapmak isteyen AKP iktidarının Başbakanı Binali Yıldırım “Türkiye’nin geleceği açısından zeytin mi daha önemli yoksa yapılacak tesis mi daha önemli?” dedi. Aynı Binali Yıldırım İstanbul için yürüttüğü kampanyada kentin doğasını, yeşilini, üretimini korumaktan bahsediyor.

YASAKLARIN, SANSÜRÜN SAVUNUCUSU

2013 Haziran İsyanı öncesinde interneti, sosyal medyayı kontrol altına almak üzere yasal düzenleme yapmaya girişen AKP iktidarının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım; internet ve sosyal medya kullanımı için “Kimse, ‘ben yazarım bir şey, çekilirim kenara’ demesin. O tuşa elinizi attığınız zaman, kaybolmuyor, iz bırakıyor. Önünde sonunda o gelir sizi bulur” ifadelerini kullandı.

Önce Twitter yasağı sonra hakaret furyası

Defalarca engellenen Twitter, yasaklanan muhalif siteler ve son olarak sosyal medya ortamındaki paylaşımlardan üretilen ‘Erdoğan’a hakaret suçu’ kapsamındaki davalar, tutuklamalar Yıldırım’ın Bakanlık yaptığı dönemde sıkça yapıldı.

2016 yılında BTK üzerinden yaygınlaştırılan sosyal medya sansürüne imza atan Yıldırım “Güvenlik için uygulamalardır. Bunlar geçici tedbirlerdir. Tehlike bertaraf edildikten sonra her şey normale döner” ifadelerini kullandı.

Wikipedia yasaklandı

Dünyanın en büyük internet ansiklopedisi olarak bilinen Wikipedia sitesine Türkiye’den erişim 2017 yılında engellendi. Türkiye, Wikipedia’nın engellendiği 11 ülke arasına girdi. Binali Yıldırım, Başbakan olarak imzacılardandı.


Spread the love