Bir Bilim ve Aydınlanma savaşçısını kaybettik: Cemal Öğretmen – Ender Helvacıoğlu*
Spread the love

Bir Bilim ve Aydınlanma savaşçısını kaybettik
Cemal Öğretmen

Ülkemizin önde gelen bilim felsefecisi ve bilim tarihçisi, yaşamı boyu bilimsel düşüncenin yaygınlaştırılması ve Aydınlanma hedefi için mücadele etmiş değerli bilim insanı Sevgili Cemal Öğretmenimizi kaybettik. Prof. Dr. Cemal Yıldırım 20 Mart günü uykuda geçirdiği kalp krizi sonucu 84 yaşında hayata veda etti.

1963-1985 yılları arasında ODTÜ’de mantık, bilim felsefesi ve bilim tarihi dallarında öğretim üyeliği yapan Cemal Yıldırım, uzmanlık alanlarındaki çok sayıda kitabı ve çevirilerinin yanı sıra bilimsel konuları popüler bir dille özellikle genç okurlara sunan eserlere de imza attı. Meslek dergilerinde, Bilim ve Teknik, Bilim ve Ütopya ve Bilim ve Gelecek gibi popüler bilim dergilerinde onlarca incelemesi ve makalesi yayınlandı.

Cemal Yıldırım uzun süreli öğretim üyeliği yaşamında çok sayıda öğrenci yetiştirdi ama yazdığı popüler bilim kitaplarıyla birçok kuşağı bilimsel düşünceyle tanıştırdı, onların yüreğine ve beynine bilim ateşinin düşmesine aracı oldu, dolayısıyla hepimizin öğretmeni sayılır. Bu nedenle biz ona “Cemal Öğretmen” deriz; “Prof. Dr.”luktan öte bir unvandır bu.

Bilim etkinliğini ve bilimsel yöntemi ünlü bilginlerin yaşamından kesitler vererek açıkladığı “Bilimin Öncüleri” adlı kitabı TÜBİTAK Yayınları’ndan 23 baskı yapmış, AKP’nin TÜBİTAK’ı daha sonra artık bu kitabı basmayacağını söylemişti. Kitabın 24. ve 25. baskıları da Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan çıktı. Kütüphaneme bakmıştım, bende bu kitabın 5. baskısı vardı. Benden 15 yaş küçük yazı işleri müdürümüz Nalân Mahsereci’de ise 14. baskısı varmış. Aramıza yeni katılan üniversite öğrencisi Güner Or’da ise 22. baskısı. Şimdi üçümüz bir bilim dergisinde bir araya gelmiş ve bu kitabın yeni baskılarını yapıyorduk. Ona neden “Cemal Öğretmen” dediğimiz sanırım anlaşılıyordur.

Cemal Yıldırım yaşamı boyunca bilimsel düşünceden bir milim bile taviz vermedi. Bir yıl kadar önce “Cemal Yıldırım’a Armağan” adlı kitap için yazı istediklerinde hakkında şunları yazmışım: “Benim için Cemal Yıldırım adı ‘bilimsel refleks’le eşdeğer. Bilim dışılığa, doğaüstülüğe, hurafeye, metafiziğe karşı ani bir tepki vermek… Gelin buna ‘Cemal Yıldırım refleksi’ diyelim. Bu reflekse sahipseniz eğer, bilimi sadece öğrenip öğretmiyorsunuz, yaşıyorsunuz. İşte bunu kazandırdı bize Cemal Hoca; bize bir yaşam verdi, yaşamımızı değiştirdi. Bu nedenle sadece hocamız değil, babamız da sayılır bizim.”

Bu tavizsiz tutumu, doğal olarak gerici iktidarlarla çatışmasını getirmişti. Erbakan Hükümeti sırasında TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik’inde yazıları sansürlenmişti. Tıpkı son dönemde bu sefer AKP Hükümeti tarafından kitaplarının baskısı engellendiği gibi. İki sansürlenmede de esas sorun Darwin ve Evrim Kuramı idi. Cemal Öğretmen’e kimse bu konuda taviz verdiremez. İlkinde Bilim ve Ütopya dergisinde, ikincisinde de Bilim ve Gelecek dergisinde bizimle birlikte çalışmıştı. Değerli eşi Suzan Hanım’ın aktardığına göre, ölümünden iki gün önce TÜBİTAK’taki son Darwin skandalı hakkında arkadaşlarıyla görüşmüş ve derin bir üzüntüye boğulmuş. Darwin’in doğumunun 200. yıldönümünde, Dünya Darwin Yılı’nda hayata gözlerini yumdu Cemal Yıldırım.

Cemal Yıldırım tam bir Aydınlanma savaşçısıydı. Genç Cumhuriyetin halkçı ve devrimci ilkeleriyle yetişmişti. Cumhuriyet daha sonra yozlaştı belki ama Cemal Yıldırım bu ilkelerden hiç vazgeçmedi. Bu, yaşamının ikinci yarısında neden hep sosyalistlerle ortak çalışmalar yaptığını da açıklar. Felsefi olarak Marksist değildi, hatta bazı metinlerinde Marksist felsefeye eleştiriler de getirmişti; devrimci bir Aydınlanmacıydı. Fakat hiçbir zaman Aydınlanmayı, bilimsel düşünceyi topluma yukardan aşağıya giydirilen bir elbise olarak anlamadı. Her zaman emekten yana oldu. Son derece alçakgönüllüydü, vitrin adamı değildi, maraton koşucusuydu. Ölümünden bir yıl önce yazdığı şu satırlar bütün bilimcilerin kulağına küpe olmalıdır:

“Mutluluğu gösterişte, görkemli yaşamda aramadım. Arayamazdım da, çünkü yaşam boyu beni tutsak alan saplantım salt kendi gücümle bir yerlere ulaşmak, bir şeyler ortaya koymaktı. Övünerek söyleyebilirim: Meslek yaşamımda ilerlemek için kimseye sığınmadım; etkili ya da yetkililerin lütfunu aramadım. Sonunda bir yere ulaşabildiysem, bunu sarp kayalara tırmanma direncime borçluyum. İkiyüzlülük, yaranma, ikbal arayışı, en başta da ilkesizlik uzak durduğum, dahası kimi kez mesleğimden kovulma riskini göze alarak karşı çıktığım davranışlar olmuştur.”

Aydınlanmanın ve emeğin insanıdır Cemal Yıldırım. Biz ondan bu refleksi öğrendik.

Çok teşekkür ederiz Sevgili Öğretmenimiz. Umarım size layık oluruz…

 

Ender Helvacıoğlu
* Bilim ve Gelecek Dergisi Genel Yayın Yönetmeni


Spread the love