Akın Özdemir: Anısı Mücadelemizde Yaşıyor Yaşayacak
Spread the love

Akın Özdemir , 1945 yılında Kütahya’nın Emet ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kütahya’da tamamladı. Lise yıllarında tiyatro, şiir ve sporla uğraştı. Yaz tatillerinde Kütahya Şeker Fabrikası’nda geçici işçi olarak çalıştı. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi‘ne giren Özdemir, 1967 yılında oluşturduğu “Anadolu Grubu” ile öğrenci seçimlerine katıldı ve talebe cemiyeti başkanı seçildi.


Akın Özdemir sorumluluğunun bilincini hiç yitirmedi. Bu nedenle de egemen güçlerle hep ters düştü. Karakol, mahkeme, cezaevleri ile o yıllarda tanıştı.

Tarımsal öğretimin kutlamalarında, talebe cemiyeti başkanına söz vermek de kutlamaların bir geleneğiydi. Ama 10 Ocak 1968 yılında Ziraat Fakültesi’nde yapılan törende Akın Özdemir’e söz verilmedi. Akın direndi, sadece bir cümle söyleyeceğini belirterek kürsüye çıktı ve “İnsanı aç, toprağı aç, hayvanı aç olan bir ülkede kutlama yapılmaz, olsa olsa hesaplaşılır” diyerek kürsüden indi.
O dönemin Tarım Bakanı dahil, tüm tarımdan sorumlular bu cümle üzerinde uzun süre tartıştı.

Ziraat Fakültesi’ni bitirdi. Ankara’da göreve başladı. Memuriyetinin ilk aylarında, 1970 yılında, ziraat yüksek mühendisi olarak katıldığı ilk ZMO Genel Kurulu’nda; “Tarımdaki sömürüden, emekten, kır yoksulundan, emperyalizmden, faşizmden” bahsettiği için hemen ertesi günü Gümüşhane’ye tayin edildi.

12 Mart döneminde askerden döndüğünde Mamak Dev – Genç davasında yargılandı.
1971’de cezaevine girdi. 1972’de tahliye oldu.
1974 Aralık ayında sonuçlanan davada ceza alınca, 1 yıla yakın kaçak yaşadı.
1974 affından yararlanarak 1975 yılında Adana’da Kooperatifler Bölge Müdürlüğü’nde göreve başladı.
1976 yılında Ziraat Mühendisleri Odası Adana Bölge Şubesi‘nin oluşumuna büyük katkı sağladı ve ilk genel kurulunda Oda Şube Başkanı seçildi. Ölümüne kadar da bu görevi sürdürdü.

Kırsal alanda, kooperatiflerde örgütlenme çalışmalarına, ZMO’daki örgütlenme çalışmalarının eklenmesi ile birlikte bu kez Artvin’e tayin edildi. Ancak Köy-Koop Adana Birliği onu bırakmadı ve Köy-Koop Adana Birliği‘ne genel müdür oldu.

“ÖLÜM HOŞ GELDİ SEFA GELDİ”

 

Ülkede faşist cinayetler giderek artıyordu. Her gün bir ilerici, yurtsever, devrimci aydını, öğretmeni, öğrenciyi, mühendisi, bilim adamını hedef alıyorlardı. Akın da dostları tarafından bu cinayetlere karşı uyarılıyordu. 1978 yaz aylarında, bir arkadaşı ile yaptığı sohbette ise Akın Özdemir şöyle diyordu:

“Faşizm kabadayılık olsun diye can almıyor. Sermayenin iktidarı bir günde kurulmadı ülkede. Ama sermaye iktidarına karşı yıllarca kimse ağzını açıp pek bir şey de söylemiyordu. Ama yaşadığımız son 8-10 yıl içerisinde ezilenler, sömürülenler bir şeylerin farkına varmaya başladı. Onun için de sermaye, komandolarını sokağa saldı. Emekten yana sendikacı mısın öleceksin, bir demokratik kitle örgütünün lideri misin öleceksin, köylüleri örgütlüyor musun öleceksin. Eh bizim de kendimize göre bir yerimiz var bu kavganın içinde. Ölüm bu yüzden gelecekse, hoş geldi sefa geldi.”

Ve 18 Aralık 1978 günü ölüm geldi. Akın Özdemir ve eşi saat 18.00 -19.00 sıralarında, arabalarına binmek üzereyken silahlı saldırıya uğradılar. Akın Özdemir, üç ayrı silahtan çıkan kurşunlarla öldürüldü.

Olay yerinden hızla uzaklaşan saldırganlarla ilgili bir ipucu bulunamıyor, soruşturmada hiçbir gelişme kaydedilemiyordu.

Akın Özdemir’in Katilleri Mahkemede…

1979 yılının mart ayında Adana Emniyet Müdürlüğü’ne Cevat Yurdakul atanınca şehirdeki güvenlik güçlerinin etkisi artmıştı. Nisan ayında şüphe üzerine yakalanan Osman Şirin’ in yedi cinayetin faili olarak aranan sağ eylemci Yunus Uzun olduğu anlaşıldı.

Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, Yunus Uzun’un çeşitli kişilerle işbirliği yaparak, aralarında Akın Özdemir’in de bulunduğu beş kişiyi öldürüp yedi kişiyi de yaraladığını belirlemişti. Ayrıca Yurdakul, Yunus Uzun’un üzerinden çıkan silahın da balistik incelemesi sonucu on bir kişinin öldürülmesi ve on beş kişinin de yaralanmasında kullanıldığının tespit edildiğini söylüyordu.

“Özdemir’i Öldürme Emrini MHP İlçe Başkanından Aldım”

Yunus Uzun verdiği ifadelerde, Akın Özdemir’in öldürülmesi emrini MHP Adana Merkez İlçe Başkanı Adem Eroğlu ‘ndan aldığını ve cinayeti Mehmet Ateş ile birlikte işlediğini söyledi. Bunun üzerine Adem Eroğlu ve Mehmet Ateş kısa sürede yakalandı.

Yunus Uzun emniyetteki bu anlatımlarını savcılık ve mahkeme önünde reddediyor, olay tarihinde Adana Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu belirtiyordu. Adana Cezaevi kayıtları incelendiğinde gerçekten de Yunus Uzun’un 28 Kasım 1978’de cezaevine girdiği ve 16 Ocak 1979 yılında tahliye edildiği anlaşıldı. Ancak Mine Özdemir ısrarla kocasını vuranlardan birinin Yunus Uzun olduğunu ileri sürüyordu. Yunus Uzun emniyetteki ifadesinde, cezaevinden bir gardiyanın yardımı ile çıktığını, Akın Özdemir’i vurduktan sonra da tekrar cezaevine girdiğini anlatmıştı. Ancak Uzun bu ifadesini baskı altında alındığı gerekçesiyle reddediyordu. Mehmet Ateş ise verdiği ifadede Özdemir’i öldürme emrini Adem Eroğlu’ndan aldığını, Uzun’un da gardiyan Mehmet Vural’ ın yardımı ile cezaevinden kaçtığını ve cinayeti birlikte işlediklerini doğruluyordu.

Yunus Uzun, Adem Eroğlu ve Mehmet Ateş’in yargılanmasında hiçbir sonuç alınamadı. 1987 yılında, Adana Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi, sanıkları Akın Özdemir’i öldürmekten suçsuz buldu, ancak başka cinayetler nedeniyle Yunus Uzun ve Muhsin Kahya ‘yı ölüm cezalarına çarptırdı. Adem Eroğlu ise tüm suçlardan beraat etti.

Kaynak: etkilesimler.azbuz.com

 

 


Spread the love