Ah TMMOB, vah TMMOB! – Pınar Hocaoğulları
Spread the love

TMMOB mücadelesine dönük olarak yaptığımız çağrılarda, TMMOB yönetiminin icraatlarına dönük eleştirilerimizde ‘TMMOB’deki egemen anlayış’ ifadesini kullandığımız oluyor. Ne yazık ki bir kez daha TMMOB’deki egemen anlayışın, bu anlayışın ‘mühendisi’ olarak görev yapan yönetim kurulu başkanının ve bu anlayışın yöneticilerinin bir tercihiyle karşı karşıyayız. Bu tercih bu sefer iş güvenliği uzmanı mühendislerin sorunlarını, örgütlenme ihtiyaçlarını yok sayan, TMMOB’yi güvencesiz mühendislerin örgütü haline getirmeyi aklının ucundan bile geçirmeyen bir yol çizdi kendisine.*

TMMOB İş Güvenliği Uzmanları Kurultayı, 43. Dönem Olağan Genel Kurulu kararlarından birisiydi ama iş güvenliği uzmanlarının kurultayı yapılmıyor. Daha doğrusu ‘TMMOB İş Güvenliği Uzmanları Kurultayı‘ adı altında iki günlük bir panel düzenlenmesi planlanıyor. Bu iki günlük panelde iş güvenliği uzmanı mühendislere yer yok. Nasıl mı?

Mesela iki günlük panelde Oda temsilcilerinin inşaat sektörü, maden sektörü, sanayi sektörü (ne demekse!) başlıklı sunuşları var. Oysa bu sektörlerde çalışan, iş güvenliği uzmanlığı yapan mühendisler var. Amaç kürsüde onları dinlemekti.

Mesela iş güvenliği uzmanlarının örgütlenme ihtiyacının konu edildiği bir saatlik bir oturum var. Bu oturumda, yapılması planlanan bir anketin değerlendirilmesi sunulacak. Oysa bu ihtiyacı doğrudan anlatabilecek, mesleki riskleri ve sorumlulukları olmasına rağmen güvenceden yoksun bir biçimde çalışan uzmanlar var. Amaç uzman mühendisleri TMMOB çatısı altında biraraya getirmekti.

Mesela işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki hukuki ve cezai sorumluluklarının konunun uzmanlarınca anlatılacağı oturumlar var. Oysa bunları bilen, bu sorumluluklar altında ezilen, mesleğini icra ederken çıkış yolu arayan uzman mühendisler var. Amaç iş güvenliği uzmanlarının işçi sağlığı iş güvenliği mücadelesinin bir parçası olarak örgütlenmelerini sağlayacak bir programı TMMOB’de oluşturmaktı.

Başka oturumlar yok mu? Var.

Mesela yerel çalıştayların sonuç raporlarının 1’er saatlik değerlendirilmesi var, farklı iki oturumda.

Diyelim ki iş güvenliği uzmanlarının yoğun olarak çalıştığı yerler ya da bölgeler baz alınarak Diyarbakır’da, Adana’da, İzmir’de, Trabzon’da, Ankara’da, Kocaeli’de, Bursa’da, İstanbul’da yerel çalıştaylar oldu. Parçalanmış birer saatlik oturumlarda hepsi bitemez. Anlaşılan yerel etkinlikler için de bu oturumlara sığacak il sayısı düşünülmüş. Nasıl her şey iş güvenliği uzmanları için düşünülmüşse, bu da düşünülmüştür, değil mi?

Etkinliğin takviminden de bahsetmek lazım. Etkinlik 9-10 Mayıs’ta. Etkinliğin TMMOB’nin gündemine girmesi için, yerel etkinlikler için 1.5 ay var. Tabi bu arada 1 Mayıs var! İş güvenliği uzmanlarının, ücretli mühendislerin, mimarların, plancıların güvenceli çalışmak için alanlara çıkacağı 1 Mayıs! Halkın mühendislerinin sömürüye, gericiliğe, faşizme karşı özgürlük için, insanca yaşanabilir kentler için, yaşam alanları için sokaklarda olacağı 1 Mayıs! TMMOB’deki bağzı yöneticiler mühendis, mimar, şehir plancılarının 1 Mayıs’la ilgili olmadığını mı düşünüyor acaba?

İş Güvenliği Uzmanları Kurultayı’na geri dönecek olursak, bu etkinliğin kurultay olmadığı programından anlaşılıyor. Kurultay demek, kurultayın konusunun muhatabı olan üyelerin delege olduğu, konunun enine boyuna tartışıldığı, karar süreçlerinin oluşturulduğu ve bu kararların TMMOB kararına dönüşerek çalışma programı içinde yer aldığı etkinlikler bütünü demek aslında.

TMMOB’nin 43. Olağan Genel Kurulu’nda, önerge sahipleri, iş güvenliği uzmanlarının kurultayını yapalım derken bunu önermişti ve bu önergeyi genel kurulun delegeleri kabul etmişti. Kurultay önergesi Soma katliamının ardından gerçekleşen genel kurulda verilmişti. Katliamda 5 maden mühendisi ölmüştü. 8 maden mühendisi gözaltına alınmıştı. Şu an 5’i tutuklu. Yani bu önerge iş cinayetlerinde mühendislerin öldüğü, bu cinayetlerden, katliamlardan, kazalardan mühendislerin sorumlu tutulduğu, tutuklandığı gerçeğinin Soma katliamıyla yüzümüze bir tokat gibi çarptığı dönemde verilmişti.

Böyle bir kurultaya TMMOB’nin mevcut egemen anlayışının yöneticileri gerek görmedi. Nasıl mı? Kapalı kapılar ardında!

TMMOB’nin bu önergeyi veren yöneticilerini, bu önergenin imzacıları olan üyelerini ve bu önergeyi karar haline dönüştüren delegelerini düşünmeden, kapalı kapılar ardında kendi düşünceleri doğrultusunda planlarını yaptılar. Hani TMMOB’in basın açıklamalarında bol bol kullanılıyor ya ‘kapalı kapılar ardında hazırlanan’ diye, tam da böyle işte! Mesela ‘kurultay’ın tarihi ve programı henüz yönetim kurulunda görüşülmemişken odalarla yazışmalar başladı ‘kurultay’la ilgili. Oysa İş Güvenliği Uzmanları Kurultayı’nı karar altına alan irade var TMMOB’de!

Olan kime mi oluyor? Güvencesiz genç mühendislere, mimarlara, şehir plancılarına. Yaşamları bütünüyle güvencesizleşen, mühendislerin, mimarların, plancıların bilgisini, mücadelesini yanında isteyen halka.

Olan neye mi oluyor? TMMOB’nin mücadelesine, örgütlü yapısına, demokratik işleyişine.

Neyse ki halkın mühendisleri var! Neyse ki TMMOB’ye ve mücadelesine inanan, emek veren üyeler var!

*Benzer bir politik tercihi 2009 yılında TMMOB Ücretli-İşsiz Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Kurultayı’nı engelleme çabalarında görmüştük. TMMOB tarihinde görülmemiş bir kalabalıkla başlayan Kurultay’ın ilk gününde bile bu engellemeler devam etmiş, başarılı olamamıştı. Kurultayda ücretli mühendis, mimar, şehir plancılarının güvenceli çalışma yaşamı için üretilen kararlar, TMMOB’nin çalışma programında yer tutmadı. Ücretli genç mühendislerin en yakıcı sorunu haline gelen düşük ücretlere karşı bir mücadele örgütlenmedi, ilk defa 2013 yılında açıklanan ‘mühendis asgari ücreti’nin hayata geçmesi için henüz bütünlüklü bir program açığa çıkarılmadı.

Pınar Hocaoğulları
Politeknik YK Başkanı


Spread the love